“O, yeryüzünün özgür ve kendini güvenlikte hisseden bir vatandaşıdır, çünkü bütün dünyevi mekânlara ulaşma imkânını ona veren yeterince uzun bir zincirle bağlanmıştır, ama yine de hiçbir şeyin kendisini çekip yeryüzünün sınırlarından öteye almasına izin verecek kadar uzun değildir bu zincir. Ne var ki aynı zamanda, gökyüzünün de özgür ve kendini güvenlikte hisseden bir vatandaşıdır, çünkü yine uzunluk bakımından öbürünün benzeri göksel bir zincirle bağlanmıştır. Yeryüzüne inmek mi istiyor, gökyüzü zincirinin tasması yakasından çeker; gökyüzüne çıkmak mı istiyor, bu kez de yeryüzü zincirinin tasması yapar aynı işi. Ama bütün bunlara rağmen, tüm olanaklar elindedir ve bunun da farkındadır; hatta tüm bu olanları ilk zincirle bağlanışındaki bir hataya bağlamayı reddeder.”

Franz Kafka

Explore This Quote Further

Quote by Franz Kafka: “O, yeryüzünün özgür ve kendini güvenlikte hissed… - Image 1

Similar quotes

“bazen karşılıklı iki kapısı olan bir odamız varmış gibi geliyor; ikimiz de kendi kapımızın kolunu tutuyoruz, birimiz gözünü kırpsa, diğerimiz kendi kapısının ardına kaçıveriyor ve ilki tek bir söz söylemeye kalksa ikincisi kesinlikle çoktan kapıyı arkasından kilitlemiş ve gözden kaybolmuş oluyor. kapıyı tekrar açacak, çünkü bu belkide insanın terk edemediği bir oda. ilki ikincisine bu kadar benzemese, sakin olsa, ötekine bakmıyormuş gibi davransa, odayı sanki herhangi bir odaymış gibi yavaş yavaş düzene sokacak, ama bunun yerine, o da kapısının orada aynı şeyi yapıyor, hatta bazen ikisi de kapılarının arkasına saklanıyorlar ve güzelim oda bomboş kalıyor.işte bu yüzden, üzücü yanlış anlamalar ortaya çıkıyor...”


“Düz bir yolda yürüyor olsaydın, tüm ilerleme isteğine rağmen hala gerisin geriye gitseydin, o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye doğru kayması, bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir, o zaman da umutsuzluğa kapılmana gerek yoktur.”


“Bir gün gelecek, insanların siyah ama altın gibi parlayan gözleri olacak; onlar, güzelliği görecekler, pisliklerden arınmış ve tüm yüklerden kurtulmuş olacaklar, havalara yükselecekler, suların dibine inecekler, sıkıntılarını ve ellerinin nasır bağlamış olduğunu unutacaklar. Bir gün gelecek, insanlar özgür olacaklar, bütün insanlar özgür olacaklar, kendi özgürlük kavramları karşısında da özgür olacaklar. Bu, daha büyük bir özgürlük olacak, ölçüsüz olacak, bütün bir yaşam boyunca sürecek…”


“kimi zaman bana neden içinde her şeyin iyi olacağı ütopik bir ülkeyi, bir ütopya niteliğinde bir dünyayı tasarladığımı sordular. yaşadığımız günlük yaşamın iğrençliği göz önünde tutulduğunda, bu soruyu yanıtlamak bir çelişkiye yol açabilir, çünkü bizler, günümüzde gerçekte hiçbir şeye sahip değiliz. insan, ancak maddi şeylerin ötesinde bir şeylere sahipse zengindir. ve ben bu materyalizme, bu tüketim toplumuna, bu kapitalizme, burada cereyan eden bu korkunçluğa, sırtımızdan yaşamaya hakları olmayan bu insanların zenginleşmesine inanmıyorum. gerçekte inandığım bir şey var, ve ben buna 'bir gün gelecek' diyorum. ve özlemini çektiğim şey, bir gün gelecek. evet, belki de gelmeyecek, ama ben yine de inanıyorum geleceğine. çünkü eğer inanmazsam, artık yazamam.”


“...Alnına konsun bu öpüş!Ve, şimdi senden ayrılırken,İtiraf edeyim ki-Günlerimi bir düşSayarken yanılmıyorsun;Ama, umut gitmişse uzaklaraBir gece ya da bir günBir görüntüde ya da bir şeyde olmaksızınFark eder mi bu yüzden?Bütün gördüğümüz ve göründüğümüzYalnızca bir düş içinde bir düş.”


“Ama yine de müzikal bir şey bu, küçük bir şiir”