“Seni öyle seviyorum ki Condeleeza, bebeğimAğzına veresim geliyorAğzımdaki dişleri!”
“İnanmışım kaybetmek esrarıdır esrarınÇıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorumİpimden kurtulmuşum kaybediyorumBirleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez...AYAKKABILARINI KAPIMIN ÖNÜNDE GÖRMEYİ İSTİYORUM!Çünkü bu, Seni seviyorumun içine nal salmak demektirVe hareketinin bana durduğunu akla uydurur.Oysa seni sevmem toplumu meşru kılarVe gitmen beni dile indirger sevgilim.”
“Edebiyattan nefret ediyorum amaBu sana ne tür bir tabanca sağlar ki?”
“SENİ ŞU DÜNYA GÖZLERİMLENE DE SEYREK GÖRÜYORUMADIYLA ANILIR BİR BEYGİR VARDIRKİ TAM TAMINA ÜÇ AYDIRİNMİYORUM SIRTINDAN!”
“Bekir niye sustun alnımdaHiç kurşun yok diye mi?Hamza'ya kan sattım diye mi sarardın İsmet?Halbuki kırdığım aynadan kum fışkırıncaAl bu ipi sen çek, bu ipi sen çek!”
“SENİN BIRAKTIĞIN YERDEN ALLAHÛ EKBER”
“İnsan acizdir; muhtaçtır; çok artistlik yapmamalıdır.”
“Sevgili Güllük;Yastık kanepenin üzerine konur. Tekme atılarak düşürülür o. Pazar günleri kuru fasulye yenir. Karşılıklı, alt alta, üst üste ve daha değişik şekillerde durulur. Islak vardır. Portakalın içi de dışı gibi portakal rengidir. Köstebeklerin uçma kabiliyeti bulunmaz. Kamyonlar yük taşırlar. Kaza olur. Kaza yaparlar. Süleyman, Çetin, Atıf, Kemal, Necdet gibi erkek isimleri; Zeynep, Burçak, Burçak ve Burçak gibi kız isimleri vardır. Patates cinsleri vardır; kızartmalık ve haşlamalık. Çeşitli ebatlarda düğün pastaları olur. Muz olur.”
“Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurumŞehre inerim bir sinema yağmura çalarOtomobil icad olunur Zarifoğlu ölürDünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür. -Senegalliler dahil değil.Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanırÇağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimiO vakit bir sufiyi tül darplarla gebertebilirsinHayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin -Yoksa seni rahatsız mı ettim?”
“Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulurNe ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmakElbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilimElbette gayet rasyoneldir attan atlamak -Freud diye bir şey yoktur.Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirimBelki de şair olurum seni de aldırırım yanımaBilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsünYani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün. -Haydi iç de çay koyayım.”
“Ah sen bana bakma tiyatrolarımı taşra tertiblerBenim anlattıklarımla biraz heterodoks kaçabilir sevgilimYani hükmetsene aksine ki, bir bin yıl sırtımızda paklanmayacakVe Allah’ın İsa isminde bir sevgilisi yok!Evet bugünlerde biraz siyaset ehli çocuklar oldukMesela bundan böyle senin adın Petrus olsun sevgilim……”
“…Kuş patladı, Allah vardır, bisiklet söylüyorumFotoğrafı ve’l asr ile açıkla derdi babamKuyulardır, derindir, içinde adam vardırYusuf bile düşmüştür aleyhisselam!…Ve nihayet göğe düşsem bengitay işteAnnemi daha içeriden açıklayabilirimŞol cinnete pasaj dersen sevgilim beni sıkmaSevgilim beni sıkma benokuma bilirim.”
“Yeni Başlayanlar İçin Hallac-ı Mansûr“Öğrenciydi.Bir kıza aşıktıVe aynı zamanda başka bir senaryo üzerinde çalışıyordu.”
“Ah aşk!Bir topluluğun fotoğraf çekildikten sonraDağıldığıAn.”
“Annemi üzdümBöylece hep bana tirenler çarpsınÇirkin olduğum için aynaya bakmazsam;güzelim.Aklıma yeni fikirler boca oluncaBazen çok terliyorum, bazen ise kan!Yahya Kemal Madrid’teyken…- yeni öğrendim-Maalesef seni çok özlüyorum ben!…”
“ah! ben bundan sonra bir karı sevmek!başkasını sevmek” *işte sen gülüyorsun ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar…”
“…Aşk çok kanlı bir çiçektir: Turgut, karınca……Ağlıyorum mintanımı yandı zannedin Terliyorum bombaya Kudüsler düşsün Kapatıyorum söyleyin Sabbah’a pussun Bana ellerini ver anne karıma.”
“Yaşasın! Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize”…Bunun için kent nesnesi o bıçakla bakunin‘di deştiğimKi ben devletin taş kestiğini en başından bilirdimİsa‘yı polise doğruLttuğum zaman.Ellerini el olarak tutmak istiyor ellerimDe ki bunun kaburgamdaki kiliseyle ilgisi yok değildirZaten en az on iki kişiden biri haindirAma gözlerimi öyle yırtma annem ilkokul öğretmeniydi benim!…”
“Şu çıplak çocuk şu tüyük bürk şairi ben-Ve emir ‘kûn’ diyor, doğruluyorum-‘bu ülke’den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.AYAKKABILARINI KAPIMIN ÖNÜNDE GÖRMEYİİSTİYORUM!Çünkü bu,Seni seviyorumun içine nal salmak demektir.Ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur.Oysa seni sevmem toplumu meşru kılarVe gitmen beni dile indirger sevgilim.…”
“Ah laikse aşkımız elbet biter bir kışbaharyaz günüGözlerin uçurumlar kaydeder avuçlarımaBir çınar gövdesini bir hamle daha yayarÜç içbükey komodin silah çeker vurulurSen gidersin denklem düşer ben aşk olduğumu ağlarım…Modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum.BEN SANA DÜZENLİ OLARAK TELEFON EDİYORUM!Vincit omnia veritas!Belki inanmayacaksın ama ben bu şiiri ellerimle yazıyorumsevgilimÇünkü benim gömdüğüm kızlar ara sıra boğulurVe laik aşk çarpık toplumlaştırır, doğurma ne olurSirk deseler tek hırkam var, çatışmada bıraktımŞimdi gidip Beckett okuyacağım, beni de seyret TanrımÖfkemi devletle bir toprağa gömüyorumAklımsa çamura saplandı saplanacakŞems çeker çıkarır kitabı havuzdan, kuruErtan, alsana şu tüfeği duvardan benim ellerim ıslak.”