Ece Temelkuran photo

Ece Temelkuran

Ece Temelkuran, Turkish author, was born in 1973. She is a daily columnist of one of the most popular Turkish newspapers for ten years and a prize winning journalist. Her primary concerns that she addresses are the contemporary criticism of popular culture, masques of politics, women issues, and all other deteriorating identities of humanity. She uses various forms of dramatic sentimentalism and black humor together, combined with her postmodern style, creating space for tactful connections to everyday life. She is the author of three experimental literary fiction books written in the form of poem in prose, and a documentary book on hunger strikes. Lately she published two collections of articles from her column. Temelkuran is the pioneering signature of her generation with opposing voice as a young intellectual, and always brave to tell about “never to talk subjects” of Turkey.

She graduated from Faculty of Law, Ankara University in 1995. She started her journalism studies at Cumhuriyet newspaper in 1993. She worked on women’s movement, Southeast Issue in Turkey and also political detainees. Her first book, “All Women Are Confused “ was published in 1993.She was chosen as the “Journalist of the year” by German government and then she made a research on Women movement in Germany in 1993, the same year when she was chosen as the Journalist of the year.

Her research book “My Son, My Daughter, My State-The Mothers Of Detainees- From Homes To Streets.” Was published in 1997. She was awarded by Office of Doctors since she had a research paper “Virginity Test is A Crime” for Cumhuriyet journal.

Her poem- prose books “From the Edge” and “Voice Of The Inside” were published by Everest. She went to Brazil in 2003 and to India in 2004 to observe World Social Forum. She examined the nation movement after the economic Crisis in Argentina. Her books that include newspaper articles Voice Of The Inside and From Outside were published by Everest in 2005. She took the Idea and Democracy Award by the Office of Doctors in Turkey with her book “We Are Having Revolution Here, Senorita!” (Everest, 2006). She was also awarded by Diyarbakır Democratic Platform with her book “What Should I Tell You?”. Ece Temelkuran, who deserved the award of Freedom for Idea by Ayşenur Zorakolu, keeps writing on her column “From The Edge” at Haberturk newspaper and her latest books “The Deep Mountain” (2008) and “Sounds of Bananas” (2010) are published by Everest.


“ben de söz vermiştim. biz balım, biz o sözleri verirken sizin ne kadar hakikatle dinediğinizi bilmiyoruz.”
Ece Temelkuran
Read more
“Birbirimize dokunmalarımız korkak kelebeklerdir, dokununca renkleri yıkılan.”
Ece Temelkuran
Read more
“renkli balıkların şımarıklığından geçip, küçük balıklarındoğuştan şaşkınlığından, yosunların yılışıklığından;kurbağa yavrularının gayretine hayranlıkla ve su yılanlarınınkaçısına minnettarlıkla, vardım suyun kuytu sığınağına.akıntının mahmurlaştığı yuvasına. yarı uykulu,dalgın bu tabakadarastladım suyun başlangıcından beri orada olanbir balığa.dokunmadım hiç bu balığa.dokunulamaz balıklara. çünkü tutabilmek için bir balığı, gövdesini sıkıştırmalı.gövdesi tutulan balıklarınçabucak kesilir soluğu.körpe ve iyi niyetli olsa da, çırpınarak kovar balık,kendi için açılmış her avucu.balık, ancak bakarak bilenlerin,görmekle yetinenlerin dostu.durduk balıkla yan yana.ancak yan yana durulabilir bir balıkla.karşısına geçip telaşını durdurmaya çalışacağına...arkasına geçip kuyruğunun dalgasında hırpalanacağına..üstünde altında dolaşıp balığı şaşırtacağına..sadece yan yana durulabilir bir balıkla.böylece bakabilirsin balığın neye baktığına.....ben de baktım balığın baktıklarına.durdurup zihnimin işleyişini iyice, çalıştım aklımısaydam kılmaya. söyleyecek sözüm kalmayacaktıaz daha. biraz daha dursam böylekalakacaktım balıksı bir zamanda.yumuşaktı doğrusu, akıl dönüşüyordu suya.kendini diyemeyecek kadar duraksız bir akışta.derken bir kaplumbağa böldü duruşumuzu....balık baktı bana. sonra kaplumbağaya. şaşarak bir aklınbu kadar etten olmasına ve bir gövdeninzamanın bütün yaralarını taşımasına.balık unuttu anladığını, suyla birlikte aktı.daha biraz önce burada, bir şey anlamaktaydı.anlamın kendi gelmeden anladığından uzaklaştı.yeterince sudan biri olamadığımdan belki,su için fazla dilli,kaplumbağa beni suyun ötesine doğru çekti.aklım yeniden ete döndü. nihayetinde ben insandım,balık olup akamadım.tastamam kendimden ibaret olamadım.giderek hızlanarak ve suyun boğuk gürültüsüne kapılarak...”
Ece Temelkuran
Read more
“Hava bir tuhaf. Hayal kurmaya yönelik bir tutum var havada.Kaçmaya müsait bir bulutluluk.Bir balkon olsa şimdi.Kimsenin seni tanımadığı bir şehirde.Kahvenin içine konyak kendiliğinden düşse,kocaman bir hırkanın içinde olsan.Bir şeyi terk etmiş olsan.Mesela bir şehri.Mesela kendini, yüzünü filan mesela.”
Ece Temelkuran
Read more
“bir insan bir insanda başka bir hayatın kapısını görünce aşık olur. ne mutluluktur öte yandaki, ne de tadıyla meraklandıran bir acı. aşk diye buna denir: bir insan bir insanda tekinsiz bir ev görür. insan yarası yarasına denk geleni seviyor demek ki.”
Ece Temelkuran
Read more