İstanbul'da doğdu. Bisiklet tamiriyle uğraştı, ufak tefek sihirbazlık numaraları öğrendi ve amatör olarak boksla ilgilendi. Yediği yumruklar dayanılmaz bir raddeye gelince, ringlere veda edip şiir yazmaya koyuldu. Dergilerde, yayınevlerinde, gazetelerde çalıştı. Kaosa Mütevazı Bir Katkı'da [2001, Şûle Yayınları] medyanın bozucu ve yıkıcı tesirlerini konu etti; Aynalı Barikatlar'da [2003, Şûle Yayınları] ise terörün gündelik hayatlarımıza sindiğini öne sürdü.
Şiir yazmaya lise 1. sınıfta başladı. Şiirleri; Yedi İklim, Şehrengiz, Dergâh, Atlılar'da yer aldı. İlk kitabı Kuzgun'un Gölgesi [Şiir, Yedi İklim Yayınları] 1996'nın son günlerinde yayınlandı. İletişim Yayınları'ndan çıkan Dublörün Dilemması[2005] ve Korkma Ben Varım[2009] adlı romanları büyük ilgi gördü. Garanti Karantina [2010] ise Sel Yayıncılık tarafından neşredildi.
Menteş, Gerçek Hayat dergisinin Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptı. Halen Star Gazetesi için röportajlar yapıyor.
Evlidir. İsmet Latif ve Kaan Cahit, Menteş'in ikiz oğullarının adlarıdır. Son Menteş ise Ruşen Ali diye tanınır.
“Şarkılar, kocaman vidalar gibi gırç gırç döne döne batıyor kalbime.”
“Sana baktıkça tatlım, Rus Ruletinde kaybetmenin acısı gibi bir acı duyuyorum.” -Dodo Donor”
“Şirinlik akla kibrit suyu döker ve samimiyetin kökünü kurutur.”
“Kadın karar verene, erkek anlayana dek ömür bitiyor.”
“Felek, tesadüflerle sağ gösterir ve gerçeklerle sol vurur. Mutluluk bu ikisi arasında geçen sürede yaşanır.”
“Bir sözün doğruluğu ile inandırıcılığı arasında hiçbir bağlantı yoktur.”
“Yanılgılarımızın çoğu, düşüneceğimiz yerde duygulanmak ve duygulanacağımız yerde düşünmekten doğar.”
“Mark Twain der ki: 'Cennet ve cehennem hakkında ileri geri konuşmam, çünkü her ikisinde de dostlarım var.”
“Hayatta başarılı olmanın iki yolu olduğu söyleniyor: 1] Şanslı olmak. 2] Hile yapmak. Bense dayanıklı olmayı tercih ederim.”
“En büyük dertler ve belalar kabul etmediğimiz hatalarımızdan kaynaklanır.”
“Aşk, gençlerin oynadığı fakat ihtiyarların bildiği bir oyundur.”
“Aptallar kötüleri zeki zanneder.”
“Bu dünyanın kuralları güzel kadınları bağlamaz.”
“Bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler.”
“Mevcudiyetinin hakkını vermek, hiç değilse mazeretini bulmak isteyen insan yalnızca aşka müracaat edebilir...”
“Bir erkeğin hayatında, tesadüflerin toplamından fazla bir şey yoktur...”
“... Zaten kekemeydim, gelgelelim Gönül'ün karşısında büsbütün dilsizleşiyordum. Gönül de bana karşı sağırdı. Tarih hala tekerrür ediyordu; Gönül, Ferman dinlemiyordu.”
“Sen cennete gidince cennet daha güzel bir yer olacak.”
“Kendini kandırmayı başarmış birinin sözleri, sizi de kandırabilir. Bugünün doğruları, pekala yarının yalanları şekline girebilir.”
“Whitcomb Judson, fermuarın mucidi. 21 Eylül 1922'de öldüğünde, Chicago'da bütün fermuarlar yarıya indirilmiş.”
“yalnızsan yalanlar sana ilaç gibi gelir, iftiralar senin için terapidir.”
“Cahil için herşey kötü güçler tarafından korunan sırlardır. Alim için sırlar, hayatın manasını pekiştirir.”
“İnsan boş bir tüfektir ama bakarsın birgün patlar.”
“Lope De Vega'ya, Shakespeare'e, Marlowe'a, Ibsen'e, Moliere'e, saygım sonsuzdu; gelgelelim artık tiyatro çağı kapanmıştı. Hayatın kendisi öylesine hileli hale gelmişti ki, tiyatroda ancak can çekişme sahnelenebilirdi.”
“Orhan Gencebay çalarken arabadan inilmez kaptan.”
“Küstahlık etmekten bedensel bir kaderle men edilmiştim ve buna canla başla direniyordum.”
“Bana nefretle bakıyordu; bir ceylan ne kadar nefret edebilir?...Nefreti anında iğrentiye dönüştü. Bir adatavşanı ne kadar iğrenebilir?”
“...Bu müzikal kapışmanın tek seyircisi olarak, kürsüde donup kalmıştım. Sevdiğim kadını bulmalıydım. Gerçi burada gebersem bile onun umursayacağı yok ya, benim haşat kalbim korkuyla değil aşkla çarpıyordu. Ve bu kurşun yağmurunun altındaki kan ırmağında, kupkuru bir adam, tabancasını alnıma doğrultmuş, cesetlerden oluşan bir köprüden bana doğru koşuyordu!..”
“-Bir gözlük almalısın Geronimo.-Neden?-Her defasında dudaklarımı ıskalıyorsun.”
“Biz bu çağın fiyakalı kaybedenleriyiz.”
“Zihnimizi edebiyat dekore eder. Kalbimiz ile beynimiz arasında işlek kanallar, koridorlar, tüneller açar. Ahlaki olgunluğun, vicdan hassasiyetinin, gönül ferahlığının imkânlarını; edebiyat sanatı sayesinde keşfederiz. Bir kumandanı, deliyi, anneyi, büyücüyü, talebeyi, avukatı, fahişeyi; korkağı, cömerdi, zavallıyı, kurnazı, dâhiyi, tembeli, salağı… kelimelerden tanırız. Sağlam bir edebiyat donatımı, bize insanların ruhunu sezme, insanlığımıza hakim olma, sahip çıkma gücünü verir. Birbirimizi hakikaten tanımamız, sahiden anlamamız, derinden kavramamız edebiyat sayesindedir.”
“Bitkin benim göbek adımdı. Dünyaya geldiğimde de bitkindim.”
“Aşk, insanın şahsiyetini pekiştirir.Çünkü hayatın manası, aşk bohçasında gelen bir hediyedir. Mevcudiyetinin hakkını vermek, hiç değilse mazeretini bulmak isteyen insan yalnızca aşka müracaat edebilir.”
“...İbrahim Kurban 14'lüyü kafama dayadığında içimden 'Bravo Habip Beyciğim, gene başardınız." dedim. Kendime 'siz' diye hitap ederim. Saygınlığın ilk kuralı budur. Kendinizle aranıza mesafe koymazsanız, başkalarından bunu bekleyemezsiniz.”
“Aranızda telekinezi yeteneği olan varsa elimi kaldırsın.”
“Peki ya ben? Bu alçak tavanlı şehirde, kazasız belasız ne kadar yükseğe sıçrayabilirdim?”
“İnsan, kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı, ister istemez üstünü de çiziyor. Samimiyet, mahremiyetle mukayyet olsa gerek.”
“Sana rastlayıncaya kadar deli gömleğimin üzerine hep en iyi marka kazaklar, ceketler giydim.”
“Ateşin icadından önce ölüp cehenneme giden mağara adamının hayreti içindeyim”
“deplasmanda plaseboallah'ım kaderimde anarşi ve protestoantidepresanlar ve içi boş bir gardıropne de çok yer kaplıyor mesela al pacinoyardımın gerekiyor kadıköy'deyim stop.allah'ım kaderim bu sentimental ambargo:alternatif referans potansiyel salvo yok,sadece klostrofobi, hicran türbülans ve şok;cariyeler çekilmiş yeraltına cumburlop.allah'ım kaderimi sen yazdın sen bilirsinkalbim oyuncak mı ne, ne kolay kırılıyor?"deplasmandır bu dünya" diyor albino şeyhimplasebo yutturuyor bana depresif doktor.allah'ım kaderimden şikayetçi değilimaksine bahtiyarım evrende bana da rolverdiğin için şahsen, allah'ım bizler seninfalsolu kullarınız, n'olur bizden razı ol.”