Nihat Genç photo

Nihat Genç

Nihat Genç, 1956 yılında Trabzon'da doğdu. 20 yaşında Ankara'ya yerleşti. Sağlık Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı'nda 9 yıl memurluk yaptı. Gençlik yıllarında gazete ve dergilerde teknik eleman olarak çalıştı. Evli ve bir çocuk babası olan Nihat Genç hâlâ Ankara'da yaşamaktadır. Nihat Genç eşine ülkemizde rastlanmayan 'tam bağımsız yazardır'. İlk gençlik yıllarından beri sağcı, solcu, islamcı bir çok çevrede bulunmuş sağcı, solcu, islamcı bir çok yazar çizer siyasetçiyi çok yakından tanıma şansına sahip olmuş ve yaşadıklarını dolaylı olarak hikayelerde dile getirmiş ve hayatı boyunca hiç bir örgüte derneğe siyasete kayıtlı üye olmayı reddetmiş bir yazardır.

İlk kitaplarını 80'li yılların sonuna doğru yayınlamaya başladı. Dün Korkusu, Bu Çağın Soylusu ve Soğuk Sabun kitaplarıyla etrafındaki entelektüelleri şaşırttı ve dikkatleri üzerine çekti. Dün Korkusu, Bu Çağın Soylusu ve Soğuk Sabun 'romanları' alışıldık roman kalıbı dışında 'kurgulanmışlardı'. Dün Korkusu romanı şiddet batağının şizofrenleştirdiği bir gencin hikayesini giriş-gelişme-sonuç olmadan paramparça şekilde kaleme alındı. Kurgu'yu inşa etmeyi okuyucuya bıraktı.. Bu Çağın Soylusu romanı bir hastanenin içini dışını paramparça anlatıyordu. Soğuk Sabun bir kaçak'ın yolculuğunda suçluluk temasını dönemin ruhuna uygun şekilde gizlenmiş paramparça bir kurguyla kaleme alındı. Çok özel roman kurgusuyla yepyeni roman denemeleriyle Nihat Genç cesaret isteyen bu alışılmışın dışındaki romanlarını geniş kitlelere satmayı başardı. Eserlerine aşırı güvenen Nihat Genç aynı yıllarda kendine eleştirmen payesi verenlerle ya da arkadaş ve örgüt dostluklarıyla edebiyat eleştirisi yapanlarla dalgasını geçer, küçümser. Aynı yıllarda Nihat Genç 'Ofli Hoca' adında mizahi bir kitap yayınlar, bir mizah kahramanı ve bir 'folklor' denemesi olan Ofli Hoca eseri, öyle şöhret buldu ki, Ofli hoca fıkraları çok geçmeden 'anonimleşti'. Bugün milyonlarca insan hem Ofli Hoca'yı hem de mutlaka bir kaç fıkrası bilir hale geldi.

Bosna dramını müthiş üslubuyla ve derinliğiyle anlattığı Karanlığa Okunan Ezanlar adlı eseri en çok okunan (100.000'i geçmiştir satışı) ve en sevilen eserlerinden olmuştur. 1990'lı yılların başında Nihat Genç haftalık mizah dergisi Leman'da yazmaya başlar ve yazarlığı tam anlamıyla 'tarz' değiştirir. Çünkü Leman Dergisi okuyucuları gençlerdir. Nihat Genç'in yüzbinlere okutmaya başladığı hikaye ve deneme ve makaleleri 90'lı yılların ortasından itibaren yayınlamaya başlar.. Ortaokullu ve liseli gençlere yazdığı 'Kompile Hikayeler' kitabı ilerdeki büyük hikayelerinin habercisiydi.. 'Köpekleşmenin Tarihi' kitabı da ilerideki sert çarpıcı deneme ve makalelerinin işaretiydi. Arkası Karanlık Ağaçlar'la başladığı hikayeciliği İhtiyar Kemancı ve yine içinde yer yer hikayelerin de olduğu Edebiyat Dersleri Kitaplarıyla yüzbinlerin okuyup takip ettiği bir yazar haline gelir. Yine bu yıllarda yazdığı, Karadeniz'de bir dağ köyünde açılan turistik otel etrafındaki gelişmeleri anlattığı, Çiçekleri Sarı Gıza Yedirdim oyunu devlet tiyatrolarında oynar, rekor izleyiciye ulaşır. Aynı yıllarda Mahir Günşiray'ın yönettiği Anadolu'nun bir kasabasında bir eşcinseli anlattığı hikayesi, başka hikayelerle içiçe geçirilerek 'Gavara' adı altında Taksim Sahnesi'nde oynanır. Bir çok gazeteden teklif alır, içlerinde yüzbinlerce dolar teklifler dahi vardır, Nihat Genç 'sansür' konusundaki kuşkularından dolayı teklifleri kabul etmez. Yine bu yıllarda Nihat Genç gündemi sarsan Susurluk Olayları karşısında tehditler ve ağır cezalar almış, Susurluk'a karşı halk eylemlerini Leman Dergisi'nde arkadaşlarıyla birlikte başlatmış ve bugün medyanın çokça kullandığı 'derin devlet' ve 'bu topraklar' tabirlerini kullanıma sokmuş, 28 Şubat kararlarına karşı yazdığı yazılardan hakkında ağır ceza davaları açılmış, aynı yıllarda haftalık Öküz Dergisi'nde de yazıları çıkmıştır.

Nihat Genç yaşayan yazarlar içinde sadece yazdıklarıyla geçinen ve otuzlu yaşlarından beri hiç bir yerden maaş almadan 'hikayelerinin' telifiyle karnını do


“O kadar çok şey öğrendim ki, artık birşey öğrenmek istemedim. Sustum sonuna kadar. Susmalarım bir yerlere sığmadı, mızraklı birşeyler olup peşime düştüler.”
Nihat Genç
Read more
“İçimde düğümlenen sıkıntıları şöyle tığı alıp da soksam içimdeki bir yerlere.”
Nihat Genç
Read more
“Hayatında hiç balık tutmamış, bununla müthiş bir gurur duyuyor. Bir düşün, o balık sensin, o olta, senin boğazına geçiyor, ciğerlerini yırtıyor.”
Nihat Genç
Read more