Tezer Özlü photo

Tezer Özlü

Türk yazar. Özellikle Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk olmak üzere az sayıda kitabıyla tanınır. Yazar Demir Özlü ile yazar ve çevirmen Sezer Duru'nun kardeşidir.

Simav'da doğdu. Çocukluğu anne babasının görev yaptığı Simav, Ödemiş ve Gerede'de geçti. İstanbul'a on yaşındayken geldi. Avusturya Kız Lisesi'ne gitti; ancak mezun olmadı. 1961'de yurt dışına çıktı. 1962 - 1963 yıllarında otostopla Avrupa'yı gezdi. Paris'te tanıştığı tiyatrocu ve yazar Güner Sümer'le 1964 yılında evlendi. Birlikte Ankara'ya yerleştiler. Sümer'in AST'ta çalıştığı bu dönemde Özlü Almanca çevirmenlik yaptı. AST'ta 1963-64 sezonunda Sümer'in yönettiği Brendan Behan'ın Gizli Ordu oyununda oynadı. Sümer'den ayrılarak İstanbul'a yerleşti. Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle kesintili olarak 1967 - 1972 yılları arasında İstanbul'da farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde kaldı. Çocukluğundan başlayarak yaşadıklarını ve klinikte kaldığı bu dönemleri Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabında yazdı.

1968 yılında yönetmen Erden Kıral'la evlendi. Bu evlilikten 1973'te kızı Deniz doğdu. Bir burs alarak 1981'de Berlin' e gitti. Bu arada Kıral'dan ayrıldı. Kanada'da yaşayan İsviçre asıllı sanatçı Hans Peter Marti ile tanıştı ve 1984'te Marti'yle evlenerek Zürih'e yerleşti.[1] Göğüs kanseri nedeniyle 1986'nın 18 Şubat'ında burada öldü. Mezarı Aşiyan Mezarlığı'ndadır.

Özlü, eski eşi Erden Kıral'ın Yol filminin çekimi döneminde yaşananları anlattığı filmi Yolda'da Yelda Reynaud tarafından canlandırıldı.


“Kurumlarınıza uyuyor gibi görünmem,onlara karşı direnmemi ancak böyle sağlayabileceğime inanmamdandır.”
Tezer Özlü
Read more
“Gitmekten yılmayacağım.Kentlere gitmek,kocalara gitmek,geri dönmek,ülkelere gitmek,tımarhaneye gitmek,gene gitmek,gene gelmek,hiçbir şey yıldırmayacak beni.Yaşamı,GİTMEK olarak algılıyorum.”
Tezer Özlü
Read more
“Susarken, yürürken, sigara içerken, bakarken, uyurken, severken, boşalırken. Bu duyguyu yitirmediği sürece insanın bunalımı bile anlamlı. Duygular, bir kişi olarak belirlenmese de. Ama insan bu duygularını birinin tenine, bedenine aktarabilse, bunu başardığı an yaşam inandırıcı oluyor. İnsan hiç geçmesin istiyor varoluşu. Bu duyguyu yitirmemen gerek. İnsanda biçimlenmese de. Bu duygu beni yenen, içimde yaşayan ve ölen canlıyı yenen tek duygu.”
Tezer Özlü
Read more
“Ama her şey yalnızlık içinde büyüdü. Büyüdü. İnsan sevgisi zaman zaman yalnızlığımızın boyutlarını aştı, zaman zaman da insanlar yalnızlığımızı birbaşınalığımızdan daha derin, daha dayanılmaz boyutlara iteledi. O zaman kentin denizlerini izledik. Dalgaların köpüklerinin sonsuzluğu anımsattığı bir zaman ışığında. Kuzey rüzgarının mavi-yeşile bürüdüğü suların yüzeyinde. O kentte kimse mutlu olmadı, ama kimse de mutsuz değildi. Çünkü kimse inanmaz mutluluğa.”
Tezer Özlü
Read more
“Duvarlar yaşamımızdaki mezarlar mı?”
Tezer Özlü
Read more
“Anlatamayacağım. Bu insanlar guguk kuşu filmini de Napolyonun yaşam öyküsü filmini de limana yanaşan beyaz bir yolcu gemisini de vitrinlerdeki yeni sonbahar giysilerini de aynı gözlerle seyredebiliyorlarsa elimden ne gelir?”
Tezer Özlü
Read more
“İnsan yirmi yaşında ya toplumun akılla bağdaşmayan düzenine girer ya da var olur. Uyum istemiyor, var olmak istiyor. Gidiyor. Sınırlarını zorluyor. Ben de gidiyorum. Henüz uyum duyacağım hiçbir şeyle karşılaşmadım.”
Tezer Özlü
Read more
“Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye çalıştığımız yaşam gibi. Sevgi isteği, kendi kendine yaşamı kanıtlama isteği kadar büyük. Belki kendilerine yaşamı kanıtlamaya gerek duymayan insanlar, sevgileri de derinliğine duymadan, acıya dönüştürmeden yaşayıp gidiyorlar. Ya da sevgiyi sevgi, beraberliği beraberlik, ayrılığı ayrılık, yaşamı yaşam, ölümü ölüm olarak yaşıyorlar. Oysa yaşam ölümle, ölüm yaşamla tanımlı. Ama sen. Senin için her beraberlik ayrılış, her ayrılış beraberlik, sevgi sevgisizlik, duyum duyumsuzluğun başladığı an. Birisinin teniyle yan yana olmak, kendi varoluşumu unutmak mı. Ya da daha derin algılamak mı. Kendi varoluşum. Her varoluş kendisiyle birlikte ölümü getirmiyor mu.”
Tezer Özlü
Read more
“Şimdi seni neden bu kadar çok sevdiğimi anladım, çünkü kendim ölmüştüm ve yalnızca başkalarının canlılığını algılayabiliyordum.”
Tezer Özlü
Read more
“Ben aslında sürekli özlüyor ve bir özlem durumunda yaşıyorum. Bu yüzden özlemlerim yok. Yalnız bir kavrama bu. Bütünselliğin kavranması. Bitirilmişliğin. Bir yolculuğun sonu. Başlangıcı olmayan yatay bir yolculuğun sonu. Kendi yuvarlağım çevresinde dönen bir yolculuğun.Şimdi okunmuş kitapları yeniden okuyorum. Şimdi bildik müzikleri yeniden dinliyorum. Yenmiş yemekleri yeniden yiyorum. Sevip yitirdiklerimi yeniden seviyorum. Şimdi uykusuzluğumu yeniden uyuyorum. Şimdi açlığımda yeniden acıkıyorum. şimdi gittiğim kentlere yeniden gidiyorum. Şimdi havada uçuyor, raylarda, su yüzeylerinde, yaşama ve ölüme karşı duyduğum aynı umursamazlıkla dolaşıyorum. Tartışmaları biliyorum. Duyguları. Korkuları. Sözcükleri. Her dili anlıyorum. Anlıyor ama kavrayamıyorum.”
Tezer Özlü
Read more
“İnsan, bir başka insanla ya da herhangi bir olguyla arasındaki ilişkiyi biçimlendiremezse, bu ilişki yok demektir.”
Tezer Özlü
Read more
“Almanya'dan Türkiye yolculuğuna çıkmış yorgun işçiler, önümde E5 üzerinde buğday tarlaları kenarında oturuyor, dinlenmeye çalışıyorlar. Başaramayacaklar. Hiçbir zaman dinlenemeyecekler. Ölümleri bile bir dinlenme olmayacak.”
Tezer Özlü
Read more
“Sınırları tanıyan, benimseyen, bu sınırlara uyum gösteren hiçbir insan, karşı çıkmanın sonundaki bireysel bağımsızlığa erişemeyecek. Hem karşı çıkıp, hem de sınırlarda yaşayan insan, yaşamı boyunca çıkmazından sıyrılamayacak.”
Tezer Özlü
Read more
“Ben köylüleri köylerde seviyorum.”
Tezer Özlü
Read more
“Otobüs dağ yamaçlarının virajlarında ilerliyor. Ağaçlar gri. Gri ağaçların gerisindeki göl gri. Gri su durgun duruyor. Sıcaklık da gri. Gölden beyaz, bembeyaz bir ceset çıkartılıyor. Bir gencin ceseti. Bu bir yazın başlangıcı. Ve ben sonraları çocuk olarak elma ağaçlarının üzerinde olacağım.”
Tezer Özlü
Read more
“Bizi saran sıcaklığın. Soğuyan gecelerin. Ve geceleri bürüyen yıldızların. Ve dolunayın. Ve dolunayla birlikte uykusuz kalan insanların. Dolunayla birlikte uykusuz kalınan gecelerin soluk sisli sabahında ölümü bekleyen insanların.(Ölüm de bir günlük olay değil mi?)”
Tezer Özlü
Read more
“Onu sevmeyi bir tutku haline dönüştürüyorum. Bu sevgide tüm sevgilerim, sevebilme gücüm var. Gelecekteki sevgileri de Yaşar gibiyim. Geçmiştekileri de.”
Tezer Özlü
Read more
“Bazı kitaplar, gerçek yaşamdan daha duyarlı, daha büyük boyutlara götürüyor beni.”
Tezer Özlü
Read more
“Gözleri yorgun. Gözleri insancıl. Gözleri dalgın. Duyguları uzaklarda. Sevişip, ölüm sessizliğine gömülmek ister gibi.”
Tezer Özlü
Read more
“İçin için henüz ölmediğime, yaşamın sürekliliğini duyduğuma seviniyorum.”
Tezer Özlü
Read more
“Genç. Ama yüzünde derin çizgiler var. Sanki çocukken bile yüzü buruşukmuş. Genç. Ama her şeyi yaşamış da, artık hiçbir şeye aldırmıyor gibi bir tutum içinde. Gelişigüzel alıyor yaşamı. Sıkılıyor.”
Tezer Özlü
Read more
“Birkaç gün uzunluğundaki yaz günleri. Kış aylarındaysa gri bulutlar kentin üzerine inmiştir. Yağmur dolu bulutlar. Gün başlamış, ilerlemiştir bile...”
Tezer Özlü
Read more
“Karanlık uzun geceler vardır. Kapalı gözlerimle uzandığım. Birkaç saatin bana ait olduğu karanlıklar.”
Tezer Özlü
Read more
“Nereye baktıklarını, ne gördüklerini bilmiyorlar.”
Tezer Özlü
Read more
“- Sana ne oldu? Sensiz yaşayamam. - Yaşarsın. Herkes herkessiz yaşayabilir.”
Tezer Özlü
Read more
“Yazmak istiyorum. Ama her zaman yaşamın günlük hareketliliklerini yeğliyorum. Caddelere çıkmak, doymak bilmediğim sokaklara bakmak, yeni köşeler keşfetmek, yabancı insanları seyretmek, doyumsuz yaşamı gözlerimden yüreğime indirmek istiyorum. Kısacık anlarda çeşitli olayları, insan varoluşunun özünü, zaman ve duyguları sınırsızlık içinde derinliğine düşünen insanlar çok mu? Bilmiyorum.”
Tezer Özlü
Read more
“İçimdeki kıpırdanışları dinliyorum. Bir şeylere açılmak, bir yerlere koşmak, dünyayı kavramak istiyorum. Dünyanın bize yaşatılandan, öğretilenden daha başka olduğunu seziyorum.”
Tezer Özlü
Read more
“Pazar günleri... Şimdilerde... Sokak aralarından geçerken...gözüme pijamalı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim... evlerin pencere camları buharlaşmışsa... odaların içine asılmış çamaşır görürsem... bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek......... isterim hep.”
Tezer Özlü
Read more
“Ağlamaya çalışıyorum. Olmuyor. Onun ölümü bütün ağıtlara ırak.”
Tezer Özlü
Read more
“- Kurtardılar beni! diye düşünüyorum. - Kurtarmasalardı.Ağlamaya başlıyorum.”
Tezer Özlü
Read more
“Ölüm düşünsesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, yaşanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeye iten bir kaygı.”
Tezer Özlü
Read more
“Bizi bıraksalar. Ben onun dizlerine yatsam. İçgüdülerimizle gövdelerimizi tanısak. Birbirimizi sevsek. Doğanın geliştireceği sevgi içinde büyüsek. Ana karnındaki çocuk gibi.”
Tezer Özlü
Read more
“Yaşam, mutlak tutkularla dolu. Yaşamı sevmekle birlikte ölüme alışmak da büyüyor, gelişiyor. Güzellikler kazanıyor. Bu sevgiyi nasıl rahatlıkla uğurluyorsam, yaşamı da o denli rahat, o denli güzel uğurlamalı. Sevgilerimi doyumla devretmeliyim.”
Tezer Özlü
Read more
“Dünyasındaki insanlardan biriydim. Onunla birlikte hiçbir şeyim ölmedi. İnsan ölümünü kendi kendine ölüyor.”
Tezer Özlü
Read more
“Kafamda hep saplantılar. Kendini sürüklüyorum. Aynı korkunç sıkıntıyla. İnsanlar arasına. Çünkü yerim, insanların arası. Sabah uyanınca günün boşluğu korku veriyor bana.”
Tezer Özlü
Read more
“Derin bir uykuya düşmeye çabalıyorum. Olmuyor. Uzun sürüyor uykunun gelip, beni bana unutturması.”
Tezer Özlü
Read more
“Yaşam, şimdi ancak kavranılması ve anlaşılması gereken; oysa yaşanması gerçeğine inilmesi ilerideki yıllara atılan bir yabancı öge gibi önümüze getirilmiş. Coğrafya derslerine getirilen yerküre gibi. Kimse yaşadığımız mevsimin, günlerin ve gecelerin yaşamın kendisi olduğundan söz etmiyor. Her an belirtilen bir öğretiye, bizler hep hazırlanıyoruz. Neye?”
Tezer Özlü
Read more
“Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. Ve hepsine haykırmak istiyorum. Onayladığınız yanıtlar yalnızca bir yüzey. Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne sizin medeni durum dediğiniz durumsuzluk, ne de başarılı bir birey olmak ya da sayılmak benim gerçeğim değil. Bu kolay olgulara, siz bu düzeni böylesine saptadığınız için ben de eriştim. Hem de hiç bir çaba harcamadan. Belki de hiç istediğim gibi çalışmadan. istediğiniz düzeye erişmek o denli kolay ki… Ama insanın gerçek yeteneğini, tüm yaşamını, kanını, aklını, varoluşunu verdiği iç dünyasının olgularının sizler için hiç bir değeri yok ki. bırakıyorsun insan onları kendisiyle birlikte gömsün. Ama hayır, hiç değilse susarak hepsini yüzünüze haykırmak istiyorum. Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla bağdaşan hiç yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum, hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi değer verdiğiniz için. İçgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlenizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı dendim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.”
Tezer Özlü
Read more
“İnsanın başkalarına söylemek istedikleri kendi duymak istedikleridir.Yazdıkları,okumak istedikleridir.Sevmesi sevilmeyi istediği biçimdedir.”
Tezer Özlü
Read more
“Her zaman yabancı insanlar bize dostlarımızdan daha çok sunan, veren kişiler. Öyleyse yaşamımızı neden yabancılar arasında geçirmiyoruz.”
Tezer Özlü
Read more
“İnsan çoğu kez her şeyin son bulduğu duygusuna kapılıyor,oysa yaşamın sonsuzluğunu algılayabilmek için bile yeterli değil bir insan ömrü.”
Tezer Özlü
Read more
“Bugün 14 Temmuz. Hava bulutlu.”
Tezer Özlü
Read more
“Duygular,duygular,duygular.Bırak kentleri,bırak yapıların görkemini,yoksulluğunu,bırak yolları,istasyonları,insanları,yabancıları,sevdiklerini,çocukluğunu,ölen uzaktaki insanlarını,bırak,bırak,bırak içinde seni kemiren seni bırak.Bak nerelere varıyor gökyüzü.Hangi zamanlara.Hangi sonsuzluğa.Git.”
Tezer Özlü
Read more
“yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. evlenizle. okullarınızla. iş yerlerinizle. özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. ölmek istedim, dirilttiniz. yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. aç kalmayı dendim, serum verdiniz. delirdim, kafama elektrik verdiniz.”
Tezer Özlü
Read more
“Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey. Hiçbir korku… Aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. Ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğuşundan, ne gün batışından. Sakin ol. Öylece dur. Yaşamdan geç. Kentlerden geç. Sınırları aş. Gülüşlerden geç Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur – artık hiçbir yerdesin.”
Tezer Özlü
Read more