Ugo Foscolo photo

Ugo Foscolo

Foscolo was born on the Ionian island of Zakynthos. His father was Andrea Foscolo, an impoverished Venetian nobleman, and his mother Diamantina Spathis was Greek.

In 1788, on the death of his father, who worked as a physician in Spalato, today Croatia (Split), the family removed to Venice, and at the University of Padua Foscolo completed the studies begun at the Dalmatian grammar school.

Amongst his Paduan teachers was the abbé Cesarotti, whose version of Ossian had made that work highly popular in Italy, and who influenced Foscolo's literary tastes; he knew both modern and Ancient Greek. His literary ambition revealed itself by the appearance in 1797 of his tragedy Tieste--a production which obtained a certain degree of success.

Foscolo, who, for causes not clearly explained, had changed his Christian name Niccolò to that of Ugo, now began to take an active part in the stormy political discussions which the fall of the republic of Venice had provoked. He was a prominent member of the national committees, and addressed an ode to Napoleon Bonaparte, expecting Napoleon to overthrow the Venetian oligarchy and create a free republic.

The Treaty of Campoformio (17 October 1797), by which Napoleon handed Venice over to the Austrians, gave a rude shock to Foscolo, but did not quite destroy his hopes. The state of mind produced by that shock is reflected in his novel Ultime lettere di Jacopo Ortis (The Last Letters of Jacopo Ortis) (1798), which was described by the 1911 Encyclopedia Britannica as a more politicized version of Goethe's The Sorrows of Young Werther, "for the hero of Foscolo embodies the mental sufferings and suicide of an undeceived Italian patriot just as the hero of Goethe places before us the too delicate sensitiveness embittering and at last cutting short the life of a private German scholar."

The story of Foscolo, like that of Goethe, had a groundwork of melancholy fact. Jacopo Ortis had been a real person; he was a young student of Padua, and committed suicide there under circumstances akin to those described by Foscolo.

Foscolo, like many of his contemporaries, had thought much about the topic of suicide. Cato and the many classical examples of self-destruction described in Plutarch's Lives appealed to the imaginations of young Italian patriots as they had done in France to those of the heroes and heroines of the Gironde. In the case of Foscolo, as in that of Goethe, the effect produced on the writer's mind by the composition of the work seems to have been beneficial. He had seen the ideal of a great national future rudely shattered; but he did not despair of his country, and sought relief in now turning to gaze on the ideal of a great national poet.

After the fall of Venice Foscolo moved to Milan, where he formed a friendship with the older poet Giuseppe Parini, whom he later remembered with admiration and gratitude. In Milan, he published a choice of 12 Sonnets, where he blends the passionate sentiments shown in Ortis with classical control of language and rhythm.

Still hoping that his country would be freed by Napoleon, he served as a volunteer in the French army, took part in the battle of the Trebbia and the siege of Genoa, was wounded and made prisoner. When released he returned to Milan, and there gave the last touches to his Ortis, published a translation of and commentary upon Callimachus, commenced a version of the Iliad and began his translation of Lawrence Sterne's Sentimental Journey. He also took part in a failed memorandum intended to present a new model of unified Italian government to Napoleon.

In 1807, Foscolo wrote his Carme Dei sepolcri, which may be described as a sublime effort to seek refuge in the past from the misery of the present and the darkness of the future. The mighty dead are summoned from their tombs, as ages before they had been in the masterpieces of Greek oratory, to fight again the battles of their country. The inaugural lecture On the origin and duty


“...[D]oğanın yoksula da zenginin varlığından bir hak tanıdığını vicdanlarımızda hissettiğimiz için, elimizde fenerle, yoksulu haksız kılacak yeni nedenler arıyoruz.”
Ugo Foscolo
Read more
“Tanrı sizi benim 'çılgınlıklarım'dan korusun; beni de sizin 'bilgeliğiniz'den koruması için ruhumun olanca gücüyle ona yalvarıyorum.”
Ugo Foscolo
Read more
“İnsanlık bir fatihin doğuşuna ağıt yakar; tek avuntusu ise, onun tabutu üzerinde gülümseyebilme umududur.”
Ugo Foscolo
Read more
“Çoğunluğun sevgisi uzun sürmez ve uğursuzdur; amaca göre değil, şansa göre yargılar; işe yarayan cinayeti erdem, ona zararlı görünen dürüstlüğü alçaklık olarak tanımlar. Onun övgüsünü kazanmak için ise onu ya korkutmak, ya da pohpohlamak, yani sürekli aldatmak gerekir.”
Ugo Foscolo
Read more
“O zaman şöyle bir geçmişe baktım ve yüzümü açgözlülükle geleceğe çevirdim: Hep boşlukta geziniyordum ve kollarım hiçbir şeyi kucaklayamadan umutsuzca aşağı sarkıyordu. İşte o zaman durumumun ne denli umutsuz olduğunu anladım.”
Ugo Foscolo
Read more
“Gezdiğim her yerde hep üç tip insan gördüm: Azınlık yönetiyor; birçok kişi birine hizmet ediyor; çoğunluk karanlık işler çeviriyor. Biz ise yönetemiyoruz; pek kurnaz da değiliz, kör de değiliz, boyun eğmek de istemiyoruz; karanlık işlere bulaşmaya da tenezzül etmiyoruz. En iyisi, ne bir parça ekmek bulabilen, ne de dayak yiyen sahipsiz köpekler gibi yaşamak.”
Ugo Foscolo
Read more
“Evet doğru! Şanssızlar, acı ekmeklerini yedikleri, gözyaşlarına karışmış sularını içtikleri bu dünyadan başka bir dünyaya muhtaçtırlar. Hayal öyle bir dünya yaratıyor, yürek de onunla avunuyor. Bu dünyada hep mutsuzluğa mahkûm olan erdem, bir gün ödüllendirilme umuduyla, varlığını sürdürebilmek için direniyor. Fakat alçak olmamak için dine gereksinim duyan kişiler ne zavallıdır!”
Ugo Foscolo
Read more
“Ey Aşk! Güzel sanatlar senin kızlarındır.”
Ugo Foscolo
Read more
“Eğer felaketler yaşam yükümüzü ağırlaştırırsa, onu bir başka mutsuzla paylaşmaya koşarız. O da, gözyaşlarına tutsak olmuş tek kişi olmadığını anlayarak avunur. Ama yaşamımızı bir anlık bir mutluluk bile aydınlatsa, bu şansımızın paylaşınca azalacağından korkarak, hemen içimize kapanırız ya da gururumuz bu zaferin tadını çıkarmamızı öğütler. Ayrıca, üzücü ya da mutluluk verici olsun, tutkusunu tüm ayrıntılarıyla betimleyebilen kişi, bu tutkuyu çok daha az duyumsar.”
Ugo Foscolo
Read more
“Tutkulu insanlara zayıf insanlarmış gibi davrananlar, ateşlenip yatağa düşmüş hastaya deliymiş gibi davranan doktora benzerler.”
Ugo Foscolo
Read more
“Geçmiş zamanları bilmek ve onları yeniden anmak arzusu bizim kendimize olan aşkımızdan doğar. Kendimize duyduğumuz bu sevgi, artık bizimle yaşamayan insanlar ve nesnelerle bizim aramızda bir bağ kurarak umutlanır ve deyim yerindeyse, onları benimseyerek yaşamımızı uzatmak ister. Bu arzu yüzyıllara yayılma ve bir başka dünyaya sahip olma düşünü sever.”
Ugo Foscolo
Read more