“Bekir niye sustun alnımdaHiç kurşun yok diye mi?Hamza'ya kan sattım diye mi sarardın İsmet?Halbuki kırdığım aynadan kum fışkırıncaAl bu ipi sen çek, bu ipi sen çek!”
“Bu Da Öyle Bir Aşk Sırtımda çıplak Islak nefesin Bi gidip bi geliyor Biz senlen yatmıyoruz ki Yaşamıyoruz da Hep yarışıyoruz Sen mi ben mi Önce kim Ölümü öldürecek diye”
“Modernlik diye bir şey yoktur. Biz kendi benliğimizden dolayı bizden evvelkileri geri zannediyoruz. Biz şimdi elektrikle aydınlanıyoruz diye gaz lambasıyla, mumla, yağ kandili ile aydınlananları geri zannediyoruz. Hz. Mevlana yağ kandiliyle aydınlanıyordu, sen elektirikle aydınlanıyorsun diye bir satır mesnevi mi yazabildin? Onun için bu modernlik denen şeyi ben kabul etmiyorum.”
“İşte gerçek bu! Gerçek mi? diye burun kıvırdı gün görmüş hakim, "Kendisi de sayısız insan tarafından anlatılmış sayısız hikayeden ibaret olan gerçeği kim bilebilir ki?"Oturuma ara verildi.”
“Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?Her zaman güzel mi bu kadar,Bu eşya, bu pencere?Değil, Vallahi değil;Bir iş var bu işin içinde.”
“Mesele çıkmasın diye elinizden geleni yapıyorsunuz!İşte bu ikiyüzlülüğünüze dayanamıyorum!”