“Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurumŞehre inerim bir sinema yağmura çalarOtomobil icad olunur Zarifoğlu ölürDünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür. -Senegalliler dahil değil.Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanırÇağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimiO vakit bir sufiyi tül darplarla gebertebilirsinHayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin -Yoksa seni rahatsız mı ettim?”
“Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulurNe ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmakElbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilimElbette gayet rasyoneldir attan atlamak -Freud diye bir şey yoktur.Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirimBelki de şair olurum seni de aldırırım yanımaBilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsünYani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün. -Haydi iç de çay koyayım.”
“Ben Bilge’yi istiyorum albayım. Belki kızacaksınız ama, onunla her şey başka türlü oluyordu. Siz şimdi ağladığıma bakmayın aslında böyle hissediyorum.Bilge’ye de bunu söyledim mi yoksa? Galiba, biraz başka türlü anlattım ona. Dedim ki: Bilge, aklını başına topla, beni yalnız bırakma Bilge, Bilge, neden beni yalnız bıraktın? dedim sonra.Bilge bana dön. Bir daha seni üzmeyeceğim. Bir gölge gibi dolaşacağım çevrende.”
“Yoksa ben sigaraya kendi yeteneksizliğimin ayıbını yükleyebilmek için mi öylesine tutkundum? acaba sigara alışkanlığımdan vazgeçsem o umduğum güçlü, üstün adam olur muydum? belki beni tiryakiliğime zincirleyen de o kuşku olmuştur, çünkü insanın kendisini gizli kalmış bir büyük adam sanması rahat bir yaşam biçimidir.”
“Önümde uzanan o hiç bitmeyecekmiş gibi geceyle, karanlık, balıklı denizi birbirinden kim olsa ayıramazdı. Ama yalnızlığımın getirip büyüttüğü, süslediği, yeniden çizdiği yüzünü, bir allah gibi, denizden de geceden de ayıran bir ben olabilirdim. Denizle gecenin karıştığı yere, belki de ölümsüzlüğün gibi getirip koyduğum, sağa dönen, sola dönen doyumsuz yüzüne, kim eklemişse eklemiş bilemediğim sarı saçlarınla, beni yaşamımdan eden seni bir ben ayırabilirdim o uğultudan.”
“ah! ben bundan sonra bir karı sevmek!başkasını sevmek” *işte sen gülüyorsun ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar…”