“küçük mucizeleri kabul ettiğimiz zaman kendimizi büyük mucizeleri hayal edebilecek yeterlilikte hissederiz. bir istiridyenin içinden parlak, canlı, lezzetli bir canlının çıkabileceğini kabul ettiğimiz anda aynı kabuktan afrodit'in geleceğini de kbul etmişiz demektir. bununla da yetinmeyerek afrodit'in kabuğundan büsbütün uzaklaşacağını, kendine bir stüdyo daire edineceğini, tıpkı istiridye gibi onu isteği biçimde donatacağını da düşünebiliriz; ama hayal gücü, pek zengin değilse bu noktadan önce bir yerde durmaka zorundadır.”