“-Kur'an'da bir cümle olduğunu biliyor musun? diyorum: "Herkesin kaderini boynuna astık" diye. - Hayır, diyor, ben kaderci değilim, kaderle alışverişim yok. Ben, dünyanın kaderiyim belki. Hiç değilse onunla ilgiliyim. Kur'an'da değil, fakat galiba Tevrat'ta şöyle bir cümle olacak:...ve seni Babil'den öte götüreceğim" İşte benim için bütün mesela bu! Babil'den öte gitmek.”

Attila İlhan

Attilâ İlhan - “-Kur'an'da bir cümle olduğunu biliyor...” 1

Similar quotes

“sanem hanım. sanem. evlen benimle sanem. kadınım ol benim. yasadıgım tüm acıları, yaptıgım bütün kötülükleri, pismanlıklarımı, hatalarımı akla. basına çiçekten taçlar yapayım, sana siirler yazayım, seni her gece masallar anlatarak uyutayım. bazı aksamlar dvd’de film seyredelim seninle. birlikte hüzünlenelim, birlikte gülelim. sanat galerileri gezelim. sen benden daha çok anla modern sanatı. gördügümüz eserlerin ne anlama geldigini açıkla bana, ben basımı sallayayım. ah ben ne aptalmısım! nasıl olup da varlıgından kuskuya düsmüsüm? oysa hayat denen bu yaranın seni bulmak dısında ne anlamı olabilirdi ki? bak simdi her sey ne kadar açık görünüyor oysa. ilk görüste aska inanırsın, degil mi sanem? evet, çok dogru. ben de baska türlüsüne inanmam zaten. biliyor musun sanem, ben seni hep severim. her gün daha çok severim. bak mesela pencerenin önüne bir kus konar ben seni severim, bir tren yolculugunda pencereden dısarı bakarken derme çatma bir ev gözüme çarpar ben seni severim, burnuma eskilerden, hangi uzak hatıraya ait oldugunu bir türlü çıkaramadıgım bir koku çarpar ben seni severim, kafama kus sıçar ben yine seni severim… anlıyor musun beni? sonra ben bazen biraz fazla kıskanç olabilirim. diyelim yazlık bir yere gitmisizdir de, bir aksam sen çok hos bir tunik giymissindir, oradaki bütün erkekler bayılır sana, hemen asık olur. ben mesela tunik nedir onu bile bilmeden kıskançlıktan çatlayabilirim böyle bir durumda. ama belli etmem. ama sen yine de sezersin. öyle bir laf edersin ki ben, benden baska hiç kimseye bakmayacagını anlarım. o kadar da incesindir. bir de bir iyilik rica edecegim senden. gözlerine o elem ifadesini yükleyen alçagın adını söyle bana. söyle ki, ona hemen düello sahitlerimi göndereyim. silah seçimini o yapsın. evet. utanarak kabul ediyorum ki, bunu bir yerde okudum. ama ne fark eder? bütün siirler, romanlar senin için yazılmadı mı zaten? sarkılar senin için söylenmedi mi? masumların kanı senin için akmadı mı? ruhum hep seni aradı benim sanem. hep seni arar. milyonlarca yıl geçsin, sistemler çöksün, günesler patlasın benim ruhum seni arar. ve biliyor musun sanem, bulur da. simdi buldugu gibi bulur. seni seviyorum. seni seviyorum. seni seviyorum.”

Alper Canıgüz
Read more

“Dünya, benim gibi insanlarla dolu mahallelerden meydana gelseydi, bir beton çölüne dönerdi. İnsanlığın ve insansızlığın yüz karasıydım. Kendime acımak istedim. Mutlak bir ümitsizliğe düşmek istedim. Belki tam düştükten sonra çıkmak kolay olurdu. Fakat, bütün bu düşündüklerimin, kelimelerden ibaret olduğunu biliyordum. Pencereye yaklaştım, başımı yukarı kaldırarak gökyüzüne baktım. Ay oradaydı. Bildiğim ay. Hayır, ben adam olmazdım. Gerçek bir acı duyduğumdan bile kuşkum vardı.”

Oğuz Atay
Read more

“Yatağına uzandı, ülkesini ve çocukları düşündü. Bu ülkede çocuklara yer yok. Başka ülkelerde varmış, her tarafı yeşil ülkelerde. Biz, büyük bir sabırsızlıkla çocukların büyümelerini bekliyoruz. Onların kafalarına vuruyoruz, adam olmaları için. Seniyezitseni olarak görüyoruz onları. Kafalarını tıraş ediyoruz çabuk büyüsünler diye. "Benim içimdeki çocuk büyümedi. ( Yirmiüçnisanda onu da bir saatlik başbakan yapsalardı belki büyürdü. Hayır, büyümezdi!) Yıllardır taşıyorum içimdeki çocuğu; yaşamadığı için büyümedi hiç, amcası. Öğretmenim! Efendim? Ben evlendim.”

Oğuz Atay
Read more

“Hayatın "indirimli satışlar"dan bir süveter almaktan öte manaları olduğunu nereden bilecek. Sahi hayatın bu sıcaktan cıvımış asvaltlarda benzin kuyruğuna dadanmış arabalardan başka mânâsı yok mu? Yani ona bir deniz veya göl kenarında, müzik, yemek ve yataktan başka verebileceği bir şeyi. Sanat eserlerinin bile giderek bu ortama fon teşkil etmeye çabaladığını, hatta tarih boyunca bunun böyle olduğunu ve dünyanın bütün ünlü randevu evlerinin, otellerinin deniz veya göl kenarında inşa edildiğini anlatacak. Çoğu kez "Burada hayat yok" der geçeriz. Süheylâ işte söylüyorum hayat bir imtihandır.”

Mustafa Kutlu
Read more

“Ölümden korkuyordum. Ölümden o kadar korkuyordum ki belki de ölüyorsunuzdur diye, size bakamıyordum bile. Benim için ölmemenin, eğer bulabilirsem, bir... bir yolu olduğundan başka hiçbir şey düşünemiyordum. Fakat, sanki büyük bir yara varmış da kanıyormuş gibi, -sizinki gibi- hayat sürekli akıp gidiyordu. Fakat her şeyde bu vardı. Ve ben hiçbir şey, hiçbir şey yapmadım; sadece ölmenin korkusundan saklanmaya çalıştım.”

Ursula K. Le Guin
Read more