“Benden okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum, hâlâ öyle!”
“Kalbimi size vermek istiyorum," dedi kalbini uzatarak."Buna inanamıyorum," dedi Bay Yalnız uzatılan kalbi alarak."Ona iyi bakmazsanız ölürüm," dedi Bayan Fildişi."Ölürseniz ben de ölürüm," dedi Bay Yalnız."Yoo hayır Bay Yalnız, erkekler kadınlar için ölmezler," dedi Bayan Fildişi."Sadece kadınlar öyle zannederler," dedi Bay Yalnız.”
“Evet, büyüyüp kendi evim olduğu zaman ne kadife koltuk isterim ne de tül perde. Ne de kauçuk ağacı. Salonumda böyle bir yazı masası, beyaz duvarla, her Cumartesi akşamı temiz pembe bir kurutma kağıdı, yazmak için her zaman ucu sivri bir sıra parlak sarı kalem, içinde her gün bir çiçek ya da birkaç yaprak olan sarımtırak kahverengi bir vazo ve bir dolu kitap. Kitap...kitap...kitap...”
“Bu an için, sadece bu an için, beraberiz. Seni bana bastırıyorum. Gel, acı, beslen benden. Sivri dişlerini etime batır. Beni ikiye ayır. Ağlıyorum, ağlıyorum.”
“Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.”
“Kalbime bir bıçak saplanmış gibi hissediyordum ve başımdan geçen tüm olaylara rağmen hâlâ incitilmek için sonsuz ve engellenemez bir potansiyelim olduğunu keşfetmiştim.”