“Buralar hatıralarla doluydu. İnsan böyle şeylere nasıl dayanır? Yılların geçip gitmesine ve her şeyin belleğin bir oyunuymuş gibi bir belirsizliğin içine batmış olmasına... Bu ben miyim? Peki o ben miydim? Bütün bunları yaşayan. Hayır seyreden. Karar ver, yaşayan mı, seyreden mi? Yaşayan değilmiş gibi. Geçmişte başka biri, ama şimdi ben. Geçmiş olunca başka biri.”

Barış Bıçakçı

Barış Bıçakçı - “Buralar hatıralarla doluydu. İnsan...” 1

Similar quotes

“Ah ! Acaba güneş batmadan öleceğim doğru mu? Gerçekten mi? Bu ben miyim? Dışarıdan kulağıma gelen bu çığlıklar, rıhtımda koşuşan şu sevinçli insan kalabalığı, kışlalarında hazırlanan şu jandarmalar, şu siyah giysili rahip, şu kırmızı elbise giymiş adam, bütün bunların hepsi benim için hazırlanıyor! Ölecek olan benim için ! Şu anda burada duran, yaşayan, hareket eden, nefes alıp veren, bütün masalara benzeyen bu masanın önünde oturan ve şu anda başka bir yerde olabilecek ben; dokunan ben, hisseden ben, buruşuk giysili ben!”

Victor Hugo
Read more

“Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... Ne aradığımızı bilmeden aramak... Şimdi içim rahat, aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükunet içindeyim... Dünyada bundan büyük bir saadet olur mu?”

Sabahattin Ali
Read more

“Tarihi seyirle beraber, tasavvufa diğer bütün ilimlerden daha çok şeyler karışmıştır. Bazen bu şeyler onu, bilmecelere, ilim değilmiş gibi ilimden ve nasslardan başka şeylere, tevhid, fıkıh ve usul-û fıkıh ilimlerinden uzak, hatta teşri ve takrirde vahiy derecesinde sırf ilhama çevirmişlerdir. Halbukî bütün İslâmî ilimler gibi tertemiz ve ayıklanmış olması gereken bir ilim için bu çok tuhaf ve garip bir şeydir.”

Said Havvâ
Read more

“Niçin mi? Çünkü artık ben bir Fatih hızı olmak istemiyorum, anlıyor musun? Böyle yaşamaktan nefret ediyorum, eskilikten nefret ediyorum, yeniyi ve güzeli istiyorum, anlıyor musun? Eski ve yırtık ve pis ve iğrenç bir elbiseyi üstümden atar gibi bu hayattan ayrılmak, çıkmak istiyorum. İhtiyar adam, bozuk sokak, salaşpur ev, gıy gıy, hey hey, ezan, helvacı... Bıktım artık, ben başka şeyler istiyorum, başka, bambaşka, anlamıyor musun?”

Peyami Safa
Read more

“İnsan oturduğu odanın duvarlarından biri yok oluvermiş gibi bir noksanlık, bir çıplaklık duyuyor, bir gün evveline kadar kolumuz, bacağımız gibi pek tabii surette mevcut olan bir şeyin birdenbire hiç olmasına inanmak istemiyordu.”

Sabahattin Ali
Read more