“Sonra sustum.Çok konuşunca olan şey: Konuşmak, anlatmak anlamsız gelmişti birdenbire.Belki de katlanıp kaldırılması gereken şeyleri buruşturmuştum.”
“Bildiğim bir şey varsa oda karşılığını vermeden bir şey alamayacağınızdır, istediğiniz şey ne kadar büyükse karşılığında ödemeniz gereken bedel de o kadar büyük olur.”
“Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.”
“Hiçbir şey olmadığında olan binlerce şey adına.”
“Fakirliğe gelince, hiçbir şey söylemeye gerek yok. Yapmamız gereken tek şey, onunla karşılaşınca yardım etmektir.”
“Hayat yaşamaya değmez. Aslına bakarsanız, insan ha otuzunda ölmüş ha yetmişinde, pek önemli değildi. Çünkü, her iki halde de pek doğal ki başka erkekler de başka kadınlar da yaşayacaklardı hem de binlerce yıl. Sözün kısası, hiçbir şey böylesine açık değildi. Şimdi de olsa yirmi yıl sonra da olsa yine bendim ölecek olan”