“İnsanların pek çoğunun, hiç inanmayacakmış gibi görünenlerinin bile, özellikle ilk gençliklerinde 'ömür boyu' sürecek, 'güllük gülistan', 'tek yastıkta kocanacak' bir kadın-erkek ilişkisine en saklı, en özek köşelerinde ayırdıkları, gizlice şımartılmış, adeta gelişmesine göz yumulmuş bir inanç bulunuyor.”
“Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı, ilk fırsatta katlederiz. Sonra da, ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.”
“Sonunda kaybetseniz bile hayatta kısa bir süreliğine çok mutlu olmak, bir ömür boyu orta karar yaşamaktan daha iyi değil mi?"-Clare”
“İnsan oturduğu odanın duvarlarından biri yok oluvermiş gibi bir noksanlık, bir çıplaklık duyuyor, bir gün evveline kadar kolumuz, bacağımız gibi pek tabii surette mevcut olan bir şeyin birdenbire hiç olmasına inanmak istemiyordu.”
“Mutsuzluğuna hiç bir çare aramıyorsun.” demişti.“Ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun. Dünyadan haberdar olmayan bütün geri zekalılar gibi. Ölmesine çeyrek kalmış, herkesi yaşadığına pişman etmeye çalışan, sağlıklı oldukları için suçluluk duymalarını isteyen hastalıklı, yaşlı bir kadın gibisin.”
“Kadın karar verene, erkek anlayana dek ömür bitiyor.”