“(..) Ve her kız çocuğu, babasına ne denli tutkun olsa da, annesinin dişi kanadının serin gölgesine gereksinir mutlaka. (..)”
“Tremont ailesinin sloganı her ne kadar ''Adil ol ve korkma'' olsa da Jack buna kendi inandığı bir cümleyide eklemişti: Kızıllardan Uzak DUR! Lanetli ayartıcılar, gizemli yaratıklar, cehennemden onun sonunu getirmek için gönderilmişlerdi. ♥”
“Belki bizim zamanımızın sorunu da budur Bay Dunworthy. Kurucuları Maisry, piskoposun elçisi ve Sir Bloet ne de olsa. Roche gibi kalıp yardım etmeye çalışan bütün insanlar vebaya yakalanıp öldüler.”
“Bir genç kızı ne korkutur? Tin. Neden? Çünkü tin onun tüm dişi varlığının yadsınmasına yol açar. Erkeksi güzel bakışlar, çekici bir kişilik vs. iyi özelliklerdir ve bunlarla fetihler yapılabilir; ama asla kesin bir zafer kazanılamaz. Neden? Çünkü o zaman kızla, kızın kendi alanında savaş edilmiştir ve orda kız daima daha güçlüdür. Bu yöntemlerle bir kızın yüzü kızartılabilir, mahcup duruma düşürülebilir; ama güzelliğini ilginç hale getiren o anlatılması olanaksız, büyüleyici endişe uyandırılamaz.”
“Babam ne ve neciydi? Bilmiyorum. Gümüş topuzlu bastonu, sarı çantası, hasırlı kırmızı fesi, bilhassa bana bakarken mutlaka çatılan kaşlarıyla o, benim için, iri gövdeli bir korkudan ibaretti. Onun çatık, simsiyah kaşları... Babam bir dev kadar kocaman ve kuvvetliydi!”
“Gezegenimizin ne denli harikulade olduğunu daha iyi kavramak için ve burada yaşamanın ne büyük bir ayrıcalık ve ne müthiş bir zevk olduğunun farkına varmak için, insan olağanüstü doğal yerlerde çok daha fazla zaman harcamalıdır!”