“Çarpıima partisi, depresyonunuzu elektroşokla tedavi etmek gibi değil midir?”
“Trikloroetan… Yaptığım bütün kapsamlı testler gösterdi ki, aşırı derecede bilgili olmanın en iyi tedavisi bu. En büyük amaç bu. Bilgiyi tedavi etmek… Adem ile Havva’nın incil’deki hikayesinden beri insanlık biraz fazla akıllı oldu. …şu elmayı yediklerinden beri… Şu beyin koreksi, yani cerebellum ...işte sorun orda... İnsan eğer sadece beyin sapını kullanarak yaşayabilseymiş, sorun ortadan kalkarmış. Balıkların psikolojik olarak ıstırap çektiklerini göremezsiniz. Süngerler asla kötü bir gün geçirmezler. Amacım hayatımı basitleştirmeye çalışmak değil. Amacım kendimi basitleştirmek… Her bağımlılık aynı sorunu çözmek için bulunmuş bir yöntemdir. Uyuşturucular, obezite, alkol veya seks, huzuru bulmak için kullanılan farklı yöntemlerdi. Bildiklerimizden kaçmak için, eğitimimizden, elmayı ısırmış olmaktan.”
“Yangın alarmı asla yangını haber vermez; en azından artık böyle.......Ve Denny'yle ben bir tümör kadar safız. ...Herkesin kör bir kaza kurşununa veya ani bir hastalığa kurban gitmeyi beklediği bir dünyada, bağımlıların yolun sonunda kendilerini neyin beklediğini bilmek gibi bir lüksü vardır. Nihai kaderinin kontrolünü biraz da olsa eline almıştır ve bağımlılığı sayesinde ölüm sebebi büsbütün süpriz olmaktan çıkmıştır...."Sanki bir kumsaatinin dibinde yaşıyormuşuz gibi hissetmeye başladım."...Hayatımızın her günü örneğin televizyonun önünde yok olup gideceğine, diyor Denny, yaşadığımız her günü bir kaya göstersin. ...Dünya bir inilti veya patlamayla değil de, ihtiyatlı ve zarif bir anonsla sona erecek: "Bill Rivervale, telefondan aranıyorsunuz, ikinci hattı alın lütfen." Sonrası, hiçlik. ..."İnsanın gençliğini bir şeyle takas etmesi gerekiyor..." ...İnsan bağımlıysa, sarhoş ya da kafası iyi olmak veya acıkmak dışında hiçbir şey hissetmez. Yine de, bu hisleri üzüntü, öfke, korku, endişe, hayalkırıklığı ve depresyon gibi diğer hislerle kıyaslayınca, herhangi bir bağımlılık artık gözünüze o denli kötü görünmez. Aksine, çok makul bir seçenek gibi görünür. ......ihtiyaç duyulmak istiyorum. ..."Çocuk doğurmak için izin alman gerekmiyor. Öyleyse niye ev yapmak için izin alman gereksin ki?" ...Anlamadığımız şeylerle yaşayamıyor oluşumuz ne kötü. Her şeyin etiketlenmesine, açıklanmasına ve yeniden yapılanmasına ne kadar da ihtiyacımız var. Ksinlikle açıklanamıyor olsa bile. Tanrı'nın bile. ...“Gerçek şu ki, her önüme gelenle yatmamın sebebini aslında bilmek istemiyorum. Sadece yapıyorum; çünkü kendine iyi bir sebep söylediğin anda, onu didiklemeye başlarsın.”...“Herhangi bir şey yaratma riskini göze alamadığım için ömrüm boyunca her şeye saldırdım...” ...“Burada önemli olan süreç, bir şeyleri bitirmek değil.” ...Hatırlayabildiğimden daha uzun bir zamandan beri ilk kez huzurlu hissediyorum kendimi. Mutlu değil. Üzgün değil. Endişeli değil. Azgın değil. Sadece beynimin daha üst bölümleri dükkanları kapatıyor. Beyin korteksi. Cerebellum. Problemim işte orada. Kendimi sadeleştiriyorum. Mutlulukla hüzün arasındaki mükemmel ortayı yakalamış durumdayım... Çünkü süngerler asla kötü bir gün geçirmezler.”
“Kalbime bir bıçak saplanmış gibi hissediyordum ve başımdan geçen tüm olaylara rağmen hâlâ incitilmek için sonsuz ve engellenemez bir potansiyelim olduğunu keşfetmiştim.”
“Denny, ‘Çocuk doğurmak için izin alman gerekmiyor. Öyleyse niye ev yapman için izin alman gereksin ki?’ diye soruyor.‘Peki ya tehlikeli ve çirkin bir ev yaparsan?’ diye soruyorum.Denny, “Peki ya tehlikeli ve göt gibi bir evlat yetiştirirsen?” diyor.”
“Sizler özel değilsiniz, sizler güzel yada eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, sizler her şey gibi çürüyen birer organik maddesiniz... bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden yeri geldiğinde dalga geçen yeri geldiğinde gülüp geçen pislikleriyiz. " Tyler Durden”
“Bu ömür boyu sahip olduğum altı yüz kırk birinci balık. Tanrı'nın yarattığı başka bir canlıya bakmayı ve sevmeyi öğrenmem için ailem yıllar önce ilk balığımı almıştı. Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin......Gerçek, parlayıp ışık saçmaz. ...Öyle sıkıcı işler vardı ki, çalışmamak için insan kendini sakat bırakabilirdi. ...Zamanın sınırlı olduğu, kanunlar ve emirlerle dolu ve mülkiyete dayalı bu dünyada insanların yaşayabilecekleri tek gerçek macera uyuşturucu. ...Birinin zayıf olduğunu hayal etmek, onun güçlü olduğuna inanmaktan çok daha kolay. ...”