“Beş yıldır tamamen kör olduğuna inanmışken ansızın, aslında yalnızca çok büyük bir şapka giymekte olduğunu fark eden bir adam kadar şaşkındı.”
“Bir gün, bizim genç Zaphod bu gemilerden birine baskın yapmaya karar verdi. Stratosferde kullanmak üzere tasarlanmış, üç-jetli küçük bir motosiklete binmiş küçük bir çocuk. Yani bu yaptığı delirmiş bir maymunun yapabileceğinden daha çılgıncaydı. Ben de onunla gittim, çünkü bunu yapamayacağı üzerine sağlam bir parayla bahse girmiştim ve sahte delillerle geri dönmesini istemiyordum. Sonra ne mi oldu? Motorunu güçlendirip bambaşka bir şeye çevirdiği üç-jetli motosiklete atladık, birkaç hafta içinde dokuz on ışık yılı yol aldık, nasıl olduğunu hala bilmediğim bir şekilde mega yük gemisine daldık, oyuncak tabancalarımızı sallayarak kumanda köprüsüne çıktık ve at kestanesi istedik. Şimdiye kadar bundan daha çılgınca bir şeye rastlamadım. Bir yıllık harçlığıma mal olmuştu. Ne için? At kestanesi.”
“Bozulabilecek bir şeyle bozulması imkansız olan bir şey arasındaki en önemli fark bozulması imkansız olan şey bozulduğu zaman ona ulaşmanın ya da onun tamir etmenin mümkün olmamasıdır.”
“Benim mutluluk kapasitemi bir kibrit kutusuna sığdırabilirsin. Hem de içindeki kibritleri bile çıkarmadan.”
“Beyinlerinin bu karanlık ve kilitli köşelerinden kurtulabilmeyi isterdi, çünkü burada saklı olanlar arada sırada bir an için yüzeye çıkıyor, zihninin neşe ve eğlence bölümünü tuhaf düşüncelerle doldurarak, kendisini hayatının temel görevi olarak gördüğü şeyden, yani harika bir şekilde iyi zaman geçirmekten alıkoymaya çalışıyorlardı.”
“I have always been absurdly, ridiculously tall. To give you an idea- when we went on school trips to Interesting and Improving Places, the form-master wouldn't say "Meet under the clock tower," or "Meet under the War Memorial," but "Meet under Adams.”
“En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız olduğunu da söyleyebiliriz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez.”