“Haram da / helal de/ cennetin hurileri de/ nâr-ı cehennem de/ birdir bize/ cenneticayır cayır yakmak/ cehennemin alevlerini söndürmektir gayemiz/ bize sade senigerek seni/ kirpiğimizi kalem/ gözümüzü defter eylemişiz/ nefsimizi köreltip/ kimseninayıbını görmemişiz/gönül yapmayı/arş yapmaya bir tutup/gönülden gönüle/yollarkurmuşuz/ ten türap bir olunca/ her dem yeniden doğmuşuzNe kabir azabı/ ne zebani zulmü/ o yardan ayrı düşmektir/ nazarımızda en dilhıraşacı/ ne dürülür amel defteri/ ne geçilir sırat köprüsü/ rahman ve rahim olandır o dostunismi/ o sever/ o gözetir/ onun merhameti hudutsuzdur/ onun merhameti öfkesindenbüyüktürÇelebi Şeyh demiş ki:Benim mekânım balçıktır/ gıdam ise safi aşk/ korku ile beslenmez imanım/ korkudediğin safi yalandır/ korku ile yakaran/ bir kendini sever/ aşk ile yanıp tutuşan/ geçerserden/ her dem yeniden tutuşturur külleriniVe Çelebi Şeyh demiş ki:Benim vücudum şu varlık âlemine benzer/ şu gördüğünüz nehirler, dereler benimiçimde çağlar/ ve şu dorukları karlı dağlar/ bende başlar bende biter/ çok alâmetlervardır bende/ derebilen gelsin beri...Divan tepeden tırnağa öfkeye boyanmış. Çelebi Şeyh zindanaatılmış.”
“Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir. O halde ödevimizi yapalım…”
“Düşün! Bize, matematik dünyasının kurgusal ve sonsuz olduğu öğretildi. Bunu kabul ederim, 1'den sonra 2 gelir dendi. Bunu da kabul ederim. Ama sonra, 1 ile 2 arasındaki sonsuzluğu düşündüm. Peki o nereye gitti? İrrasyonel sayılar varken bir sayıdan sonra diğer bir tam sayı nasıl gelebilir? Eğer 1'den sonra virgül konursa ve bunun da kıçına sonsuz sayı konabiliyorsa 2 nasıl gelir? İşte! Soru bu! Yanıtsız bir soru. Ve işte matematiğin hatası! Dolayısıyla matematik yok. Onun üzerine kurulmuş dünya düzeni de yok... Ama ben anlayabilirim. Anlayabilirim bu sorunu. Ve o zaman ortaya yaklaşık sayılar çıkar. Yani hiçbir sayı tam değildir. Hepsi tama yaklaşır. Ama varamaz. Demektir ki, 1,999...9'u bize 2 diye yutturmaya çalışan bir dünyanın çocuklarıyız. Ve dünya da aslında tam gibi görünürken, aslmda bir irrasyonellik harikası. İşte bunun için hayat yoktur. Olsa dahi o da irrasyoneldir! Yani anlamsızdır. Ne bir başlama nedeni, ne de bir oluş nedeni vardır. Evrende uçuşan kocaman bir irrasyonellik. Tabiî ki dünyanın bir anlamı olması gerekmiyor. Belki de onu anlamlandıran üzerinde yaşayan akıl sahibi yaratıklardır. Ama onların da bizi getirdiği nokta ortada!”
“Tanrı zar atmaz. O kainat ile kendi tasarladığı, tarifi imkansız bir oyunu oynar. Diğer oyuncuların (Herkes) gözünden bakıldığında bu, karanlık bir odada, kuralları söylemeyen ve sürekli gülümseyen bir kart dağıtıcısının dağıttığı boş kartlarla oynanan, sonsuz risklere girilen, anlaşılması imkansız ve ne olduğu bilinmeyen bir poker oyununa benzer...”
“O günlerde kimbilir kaçıncı kez bir kadınla yeniden buluşmak, yeniden o çok ince çizgiyi çizmek ve bu oyunu bozmadan sürdürebilmek için direniyordum.”
“Ben lahut aleminde buyruğuna eş olmayan bir şahtım. Ama bir aşk dalgası geldi, yüce ve azat olan başımı yere düşürdü.Başımı yere koymuşsam ne gam? Madem ki o toprağa sevdiğimin ayağı basmış, o toprak, sevdiğimin ikbal ve saltanatının oyun meydanı olmuştur. Onun salınıp gezdiği toprak, semavattan daha yüce, ay ve güneşten daha parlaktır.”