“Tremont ailesinin sloganı her ne kadar ''Adil ol ve korkma'' olsa da Jack buna kendi inandığı bir cümleyide eklemişti: Kızıllardan Uzak DUR! Lanetli ayartıcılar, gizemli yaratıklar, cehennemden onun sonunu getirmek için gönderilmişlerdi. ♥”
“Kendi varoluşun için mücadele et ve bunu yaparken başkalarına adaletli ol! Bu evrende başka da bir işin yok!”
“Hayat birbirinde ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyor. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değil ve sadece hatıralar iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değil.”
“Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey. Hiçbir korku… Aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. Ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğuşundan, ne gün batışından. Sakin ol. Öylece dur. Yaşamdan geç. Kentlerden geç. Sınırları aş. Gülüşlerden geç Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur – artık hiçbir yerdesin.”
“Eğer Homeros'tan öğrendiğim aziz ve kıymetli bir hayat dersi varsa,o da bir canlının vaktini doldurmak için,zahmete değer projeler yaratmasının aslında ne kadar önemli olduğudur.”
“Babam ne ve neciydi? Bilmiyorum. Gümüş topuzlu bastonu, sarı çantası, hasırlı kırmızı fesi, bilhassa bana bakarken mutlaka çatılan kaşlarıyla o, benim için, iri gövdeli bir korkudan ibaretti. Onun çatık, simsiyah kaşları... Babam bir dev kadar kocaman ve kuvvetliydi!”