“…Umutsuz durumda olmayan hiçbir şeye ilgi duyamıyorum, dedi. Paul Auster, Şans müziği, sayfa 29. Sevdiği yazarların kitaplarını ezberlemek gibi bir huyu vardı. Hala böyle insanlar vardı yani. Muadili olmayan insanlar. Yaptığı iyiliği karşı tarafın gözüne sokmaya çalışmayan insanlar… Şimdi biraz adama benzemişsin, dedi. Bir insan rolü için başvursan ve şansın yaver gitse, belki bir figüranlık kapabilirsin. Paul Auster, Köşeye Kıstırmak, sayfa 80.”
In this excerpt from Emrah Serbes' work referencing Paul Auster, the idea of disinterest in anything that isn't a desperate situation still holds relevance in modern times. There are still individuals who have a habit of memorizing their favorite authors' works and those who do good without seeking recognition. This passage serves as a reflection on timeless aspects of human behavior and qualities that continue to exist in contemporary society.
In this quote, Emrah Serbes reflects on the character in a Paul Auster novel who admits to not being able to show interest in anything that is not desperate. This implies that the character is drawn to situations that are extreme or in need of help, suggesting a sense of empathy or a desire to fix things. The mention of the character's habit of memorizing his favorite authors' books highlights his dedication to literature and the depth of his passion for reading. The comment about the character resembling an actor auditioning for a role emphasizes the idea of playing a part or putting on a facade in different situations. Overall, the quote delves into themes of empathy, authenticity, and the complexities of human nature.
"“…Umutsuz durumda olmayan hiçbir şeye ilgi duyamıyorum, dedi. Paul Auster, Şans müziği, sayfa 29. Sevdiği yazarların kitaplarını ezberlemek gibi bir huyu vardı..."
"Hala böyle insanlar vardı yani. Muadili olmayan insanlar. Yaptığı iyiliği karşı tarafın gözüne sokmaya çalışmayan insanlar… Şimdi biraz adama benzemişsin, dedi."
"Bir insan rolü için başvursan ve şansın yaver gitse, belki bir figüranlık kapabilirsin. Paul Auster, Köşeye Kıstırmak, sayfa 80.” - Emrah Serbes"
In these quotes from Paul Auster and Emrah Serbes, we are presented with themes of desperation, obsession, individuality, and self-awareness. Reflect on the following questions to deepen your understanding and connect with the text:
How does desperation affect one's ability to find interest in anything, according to the first quote from Paul Auster? Have you experienced a similar feeling in your own life?
The second quote mentions individuals who have unique habits and qualities that make them stand out from the crowd. Do you know anyone like this, and what sets them apart from others?
In the final quote, the idea of "playing a role" and potentially becoming a "figurant" is discussed. How does this relate to the concept of authenticity and being true to oneself in life?
Take your time to reflect on these questions and consider how the themes presented in these quotes resonate with your own experiences and perspectives.
“Fakat beni rahatsız eden bir şey vardı."Kurbanların aileler oldugunu söylemiştin, buna çocuklar da dahil mi?" "Garip bir şekilde, hayır" dedi. "Şey, böyle küçük nimetler için Tanrı'ya şükretmeliyiz,"dedim "Her zaman çocuklara karşı bir zayıflığın vardı zaten,"dedi. "Ölü çocukları görmek seni rahatsız etmiyor mu?" "hayır" dedi.”
“Bir yere ait olmayan insanlar ne olacak?""Nereye? Nereye ait olmayan?""Herhangi bir yere. Herhangi bir şeye, herhangi bir kimseye. Fiziksel olarak bir bağı olmayanlar. Uzay boşluğundaki kuyrukluyıldızlar gibi hiçbir çekim gücüne tabi olmayanlar.”
“Herhangi bir mutasavvıfın bir kitabında Kuran ve Sünnette varid olmayan, ıstılah kabilinden veya nassları sahih anlama kabilinden yahut Kuran ve Sünnette zikredilen bir manada tahakkuk nevinden olmayan bir şey bulunduğunda veya herhangi bir mutasavvıftan böyle bir şey duyulduğunda onu reddetmek bilelim ki gerçek tasavvufun kendisidir ve hiçbir sakıncası yoktur.”
“Ölümden korkuyordum. Ölümden o kadar korkuyordum ki belki de ölüyorsunuzdur diye, size bakamıyordum bile. Benim için ölmemenin, eğer bulabilirsem, bir... bir yolu olduğundan başka hiçbir şey düşünemiyordum. Fakat, sanki büyük bir yara varmış da kanıyormuş gibi, -sizinki gibi- hayat sürekli akıp gidiyordu. Fakat her şeyde bu vardı. Ve ben hiçbir şey, hiçbir şey yapmadım; sadece ölmenin korkusundan saklanmaya çalıştım.”
“İnsan bir yerde takılıp kaldıkça, nesneler ve insanlar iyice yozlaşıyorlar, çürüyorlar ve sırf sizin hatırınıza leş gibi kokmaya başlıyorlar.”