“İnsan bildiği ya da bildiğini sandığı bir dilde yazılmış birçok kitabı da anlamayabilir, öyle değil mi?”
“Kitapları da dostlarını seçer gibi seçmeli kişi, öyle değil mi?”
“İnsanlığın nasıl savaşları varsa, senin de bir iç savaşın var: seni bağışlatan da bu.”
“Tanrım! herkes tanıyor beni bu kentte.Ya da herkes herkesi tanıyor.Ben Hariç.Kendi dahil, kimseyi tanımayan ben hariç.”
“Dayanırdan, dayanmasını bilirsen, ama nasıl olsa dayanacaksın, insanoğlusun, kendin söyledin, insanoğlu, düşün bir, kimler nelere dayanmadı, dayanacaksın ve yeni bir kişilik yaratacaksın.Nasıl? diye sordu bir ses.Kendine bir iş edinerek, diye cevap verdi bir başka ses.”
“Bir gece dahaSöylenmek istenen söylenemeyengırtlakta takılıpkalanboğukbir hece daha.”
“Nicedir burda kendimi arıyorum, kapısının önünde, kapısını açıp evine girmek için karanlıkta yitirdiği anahtarını arayıp bulamayan, çıldıran, kapısını kıramayan, bir çaresiz, bir garip kişi gibi, burda, garip, tanımadığım insanların arasında. Öleyim. Kendimi ararken, onları/başkalarını/ başka insanları buluyorum.”