“İnsan bildiği ya da bildiğini sandığı bir dilde yazılmış birçok kitabı da anlamayabilir, öyle değil mi?”
“Nicedir burda kendimi arıyorum, kapısının önünde, kapısını açıp evine girmek için karanlıkta yitirdiği anahtarını arayıp bulamayan, çıldıran, kapısını kıramayan, bir çaresiz, bir garip kişi gibi, burda, garip, tanımadığım insanların arasında. Öleyim. Kendimi ararken, onları/başkalarını/ başka insanları buluyorum.”
“İnsanlığın nasıl savaşları varsa, senin de bir iç savaşın var: seni bağışlatan da bu.”
“Tanrım! herkes tanıyor beni bu kentte.Ya da herkes herkesi tanıyor.Ben Hariç.Kendi dahil, kimseyi tanımayan ben hariç.”
“Alaaddin geliyor. GeceHoca, benim kardeş hasta, diyor.Nesi var? diyorum.Ateşi var çok, diyor. Ölecek.İlaç vereyim mi? diyorum.Hayır, portakal ver, diyor.Portakal yememiştir hiç.”
“-Niçin kaybolmuş fotoğrafları arıyorsun.Elinde bir makinen var.Görüyorum.Yeni fotoğraflar çeksene.Hatta o kaybolan fotoğrafları.-Ama onlar hayallerimdi.”