“Tanrım! herkes tanıyor beni bu kentte.Ya da herkes herkesi tanıyor.Ben Hariç.Kendi dahil, kimseyi tanımayan ben hariç.”
“İnsanlığın nasıl savaşları varsa, senin de bir iç savaşın var: seni bağışlatan da bu.”
“İnsan bildiği ya da bildiğini sandığı bir dilde yazılmış birçok kitabı da anlamayabilir, öyle değil mi?”
“Kitapları da dostlarını seçer gibi seçmeli kişi, öyle değil mi?”
“-Niçin kaybolmuş fotoğrafları arıyorsun.Elinde bir makinen var.Görüyorum.Yeni fotoğraflar çeksene.Hatta o kaybolan fotoğrafları.-Ama onlar hayallerimdi.”
“Yurdundan kaçmakla kendinden kaçacağını mı sanıyorsun?”
“Yeter! Yeter!Konuşmak yeter. Susmak yeter.Düşlemek.Düş görmek.Sürekli yorgunluk.Buraya geldik. Dağ başına. Gene bitmedi.Yeter artık!”