“Bir de benim gibi zavallı hayalperestin hayatına bak! Öldüresiye monoton, gölgelerin, hayallerin, uydurma düşüncelerin tutsağı bir hayat. Kalbi çekilmez işkencelerle dolduran, hep kara bulutlarla kaplı, güneş yüzü görmemiş bir hayat! Oysa bu zavallı Petersburglunun da herkes gibi güneşe ihtiyacı var; güneşsiz görülmüş rüyaların bile değeri yok! İşin en acısı, en sonunda hayal alemi de o çok güvendiğimiz, sonsuz sandığımız alem- yavaş yavaş yorulmaya, eski canlılığını kaybetmeye başlıyor. Bütün rüyalarımızı üstüne kurduğumuz düşünceler eskimeye başlayıp, yerine yenilerini de koyamayınca, hayal alemi de yıkılıp yerle bir oluyor ve geride kala kala çalı çırpı ve toz kalıyor fakat yaşayabileceğiniz tek hayat hayal alemiyse, sizi bekleyen başka bir hayat yoksa, ne yapacaksınız?”
“O kadar az yaşadım ki sanki hiç ölmeyecekmişim gibi düşünme eğilimindeyim; insan hayatının bu kadarcık bir şeye indirgenmesi gerçek olamazmış gibi geliyor bana; elinizde olmadan, er ya da geç bir şey olacak diye hayal ediyorsunuz. Büyük hata. Bir hayat pekâlâ da boş ve kısa olabilir. Günler ne bir iz ne bir anı bırakmadan sefil bir şekilde akıp gider; ve sonra bir anda duruverir.”
“Ölümden korkuyordum. Ölümden o kadar korkuyordum ki belki de ölüyorsunuzdur diye, size bakamıyordum bile. Benim için ölmemenin, eğer bulabilirsem, bir... bir yolu olduğundan başka hiçbir şey düşünemiyordum. Fakat, sanki büyük bir yara varmış da kanıyormuş gibi, -sizinki gibi- hayat sürekli akıp gidiyordu. Fakat her şeyde bu vardı. Ve ben hiçbir şey, hiçbir şey yapmadım; sadece ölmenin korkusundan saklanmaya çalıştım.”
“Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir. O halde ödevimizi yapalım…”
“Her sabah binlerce fırsat getirir ve binlerce tehlike de! Hayat bütün olasılıklara açıktır, insanın hayal bile edemeyeceği kadar!”
“Kaptan Larsen'in Dünya Görüşü: "İnsan hayatını demek istiyorsun. Ama yediğin balık ya da hayvan etlerinin insanınkinden hiç bir farkı yok. Böylesine ucuz ve değersiz olan bir hayat için neden hasisce davranayım? Yeryüzünde gemilerden çok daha fazla denizci, fabrikalardan ve makinalardan çok daha fazla işçi var. Neden siz, karada yaşayan insanlar, zavallı insanlarınızı, kentlerinizin kenar mahallelerinde sefil sokaklarınızda barındırıyorsunuz?... Neden bütün hastalıkları ve açlığı onların üstüne yığıyorsunuz?... Bir parça iş için vahşi hayvanlar gibi döğüşen insanlar gördün mü hiç hayatında?...”