“Ellerinden geldiğince erdemli, ağırbaşlı davranmayı kendilerine amaç edinen, sanki dünyada erdemli, ağırbaşlı yaşanabileceğini göstermek istercesine çevrelerine ışık saçan bir takım erdemli, ağırbaşlı kişiler -insanseverler, bilgeler- vardır. 'E, sonra?' diyeceksiniz. Sonrası belli: Bu gösteriş düşkünlerinin çoğu, eninde sonunda sapıtarak akla gelmedik herzeler yerler.”
“Evet doğru! Şanssızlar, acı ekmeklerini yedikleri, gözyaşlarına karışmış sularını içtikleri bu dünyadan başka bir dünyaya muhtaçtırlar. Hayal öyle bir dünya yaratıyor, yürek de onunla avunuyor. Bu dünyada hep mutsuzluğa mahkûm olan erdem, bir gün ödüllendirilme umuduyla, varlığını sürdürebilmek için direniyor. Fakat alçak olmamak için dine gereksinim duyan kişiler ne zavallıdır!”
“ Mutlu kişi hayatın getirdiklerine göre bir mutlu bir mutsuz olan kişi değil, yaşam boyu erdemli davranan talihin cilvelerine onurlu bir şekilde katlanan ve elindekileriyle en iyi şekilde davranan kişidir.”
“İnsanlar, kendilerine binlerce zorluk çıkaran bir dünyada yaratıldılar. Ve bu halde bile onlar, enerjilerinin çoğunu bu zorluklara yenilerini eklemeye harcadılar...”
“Sanki cinler periler dünyayı binlerce parçaya ayırmışlar, sonra da bu parçaları anlamsızca, gelişigüzel bir araya getirmişler.”
“Sen bir yerlere yetişmek istercesine koşar gibisin. Oysa çok acele edersen yalnızca ölüme yetişirsin.”