“Bilinçleninceye dek başkaldırmayacaklar, başkaldırmazlarsa da hiçbir zaman bilinçlenemeyecekler.”
“Savaşın asıl yaptığı yok etmektir; ama ille de insanları yok etmesi gerekmez, insan emeğinin ürünlerini de yok eder. Savaş, halk kitlelerini fazlasıyla rahata erdirecek, dolayısıyla uzun sürede kafalarının fazlasıyla çalışmasını sağlayacak araç gereç ve donatımı paramparça etmenin, stratosfere yollamanın ya da denize göndermenin bir yoludur."..."Savaş uğraşı, ilke olarak, her zaman halkın basit gereksinimlerini karşıladıktan sonra geriye kalabilecek üretim fazlasını tüketecek biçimde tasarlanır.”
“Možda čovjeku nije toliko do toga da bude voljen,koliko da bude shvaćen.”
“Aslında hiçbir şey değişmezdi,” dedi.“O halde niçin pişmansın?”“Olumluyu olumsuza yeğlerim de ondan. Oynadığımız bu oyunda, kazanmak söz konusu değil. Ama bazı yenilgiler ötekilerden daha iyidir, hepsi bu.”
“İnsanın azınlıkta olması tek kişilik bir azınlık olması bile deli olduğu anlamına gelmiyordu bir doğru vardı bir de doğru olmayan doğruya sarıldığın zaman tüm dünyayı karşına bile alsan deli olmuyordun.”
“Tanrı bana sinekleri kovayım diye bir kuyruk vermiş; ama keşke sinekler de olmasaydı, kuyruğum da.”
“La cosa orribile dei Due Minuti d'Odio era che nessuno veniva obbligato a recitare. Evitare di farsi coinvolgere era infatti impossibile. Un'estasi orrenda, indotta da un misto di paura e di sordo rancore, un desiderio di uccidere, di torturare, di spaccare facce a martellate, sembrava attraversare come una corrente elettrica tutte le persone lì raccolte, trasformando il singolo individuo, anche contro la sua volontà, in un folle urlante, il volto alterato da smorfie. E tuttavia, la rabbia che ognuno provava costituiva un'emozione astratta, indiretta, che era possibile spostare da un oggetto all'altro come una fiamma ossidrica.”