“Savaşın asıl yaptığı yok etmektir; ama ille de insanları yok etmesi gerekmez, insan emeğinin ürünlerini de yok eder. Savaş, halk kitlelerini fazlasıyla rahata erdirecek, dolayısıyla uzun sürede kafalarının fazlasıyla çalışmasını sağlayacak araç gereç ve donatımı paramparça etmenin, stratosfere yollamanın ya da denize göndermenin bir yoludur."..."Savaş uğraşı, ilke olarak, her zaman halkın basit gereksinimlerini karşıladıktan sonra geriye kalabilecek üretim fazlasını tüketecek biçimde tasarlanır.”
“Yazı kendini söyler, söylemediğini yok eder. Bir de, ara bir yol olarak, yok ettiklerinin bir bölüğünü sezdirebilir. Sezdirdikleri "var" değildir ama "yok" da değildir.”
“bizler, tarihin ortanca çocuklarıyız. bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız; hayatlarımız.”
“Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız...Hepimiz heba oluyoruz...Bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş...Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz...Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz... Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız...Bir amacımız yok; ne büyük savaş ne de büyük bir buhran yaşadık...Bizim savaşımız ruhani savaş... Ve bunalımımız kendi hayatlarımız...”
“Barışçıl, ahlaklı ve vicdanlı bir insan saygı duyulmayı fazlasıyla hak eder!”
“-Peki bundan sonra ne olacak? Nereye gidiyoruz? Cennet diye bir yer yok mu?-Hayır Jonathan öyle bir yer yok. O ne bir yer, ne de bir zaman. Cennet, kendinde kusursuzluğu bulmaktır.”
“Tanrı bana sinekleri kovayım diye bir kuyruk vermiş; ama keşke sinekler de olmasaydı, kuyruğum da.”