“Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.”
“Bağışla beni efendimiz: er geç o rıhtıma çıkacağım kuşkusuz," der Marco, "ama dönüp sana anlatamayacağım onu. Böyle bir kent var, ve de basit bir sırrı var: yalnız gidişleri bilir, dönüşleri bilmez.”
“Eğer odada yalnızca sen ve müzik varsa, odada iki kişi var demektir. Müzik, canlı bir varlıktır!”
“Ve, isin kotu tarafi da, bohem takildiginda ya da bunun gibi bir cilginlik yaptiginda, sen de herkes kadar duzene ayak uydurmus oluyorsun, sadece bicim farki var.”
“Kaptan için canımı bile veririm.Herkesin kendine göre bir şerefi var!Berbat şöyle bir baktı:"Yenir mi o dediğin?""Şerefi var tabii.Adembaba olduksa,Allah bu arkadaş...”
“Biraz abartılı olabilir belki, ama içten içe kendini bıraktığın o gösteriş ve kibre küçük bir gönderme sadece.”