“Atilla Josef istasyonunda indim trendenuzandım hayatın üstüne boylu boyuncailk maaşımı almıştım son defa Şirket-i Hayriye’dendeniz ve tren; ikisiyle de şiire giderdim ben”
“Evet, yolun sonunda iki adam, şiirin bile fayda etmediği çünkü şiir çaredir bir bakıma ölüme,özellikle de son dize ve her şeye çengel atan kafiye.”
“Estar enamorada de alguien y amar a alguien son para ella dos estaciones de tren distintas.”
“Çocukluğumdan beri belki ilk defa olarak; hayatımın sebepsizliğini ve boşluğunu düşünerek içim ezilmeden , “Bugün de geçti işte…Ve bütün günlerim hep böyle geçecek sonra ne olacak sanki!” demeden uykuya daldım.”
“Edebiyat ışıltılı, gerçeküstü bir serüvendir. Hayatın içersinde bulamadığım bir sürü mucizeyi orada buldum ve bu bakış açısıyla hayatın kendisinin de bir mucize olabileceğine inandım. Hayatla kendi benliğim arasında bir köprüydü edebiyat ve müthişti. Belki de bildiklerime inanmamayı, inandıklarımı ise bilmem gerekmediğini anlattığı için müthişti. Okuduğum yazarlar bu anlamda birer büyücüydü. Galiba bu yüzden yazar oldum. Hayatın zalimliklerle dolu gerçek haline ve hayali ablukaya almış vaatsizliğine katlanamadığım için. Büyü dedim ya, büyünün her yolu meşrudur edebiyatta. Zaman, mekan, gelmiş, gelecek… Kaynağım bunlar işte: düşlerim ve kaçışlarım.”
“Varlığı bir rezaletti ve daha sonra üstüne alacağı sorumluluklar bu rezaleti doğrulamaya yetecekti.”