“haz ve acının cennet ve cehennemle hiçbir ilgisi yoktur. haz ve acı- pöh! karanlıkta, senin teoloğunun esrimesinin muhammet’in hurilerinden ne farkı vardır ki. erkekler ve kadınların haz ve acı üzerine kurdukları bu pazar onların üzerindeki hayvan damgasıdır. kendisinden geldikleri hayvanın onlar üzerindeki damgası. acı! acı ve haz, bunlar sadece toz toprak içinde yuvarlandığımız sürece işe yarar.”
“Aşk kimyasal bir yangındır. İyi olan herşey yanar. Geriye sadece en sert, en acı, yanmayan şeyler kalır. Bunlar öfke, acı, üzüntü ve korku...”
“Bu bir yenilgi. Toptan bir yenilgi. Yenildi ve bunun tuhaf hazzıyla dolu, hayat bu, mağlup olursun ve haz alırsın, aynı anda. Koynuna alır ve kovar. İkisinin de tadı aynıdır.”
“Yarının hiçlik olması tehdidiyle mutlu olamam ve olmayacağım. Derin bir hakaret bu... Bu yüzden, beni acı çekmem ve yok olmam için, fikrimi sormadan ve küstahça var eden bu doğayı; su götürmez davacı, savcı ve davalı rolümle, kendimle birlikte mahkum ediyorum... Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak...”
“"Yaşanılanlar,görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun,macera insanoğlu için büyük bir nimetti.Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk,bu Dünya'nın şahidi olmaktı.”
“Ah genclik! Genclik! Pervasizca,umursamadan gidiyorsun kendi yolunda-dünyanin bütün hazineleri seninmiş gibi;keder bile seni umutlandırıyor,acı bile alnına çok güzel oturuyor.Özgüvenli ve küstahsın ve "sadece ben canlıyım,bakın!" diyorsun.Kendi günlerin hızla uçup,hiçbir iz bırakmadan yok olur ve içinmdeki her şey güneşin altında eriyip giderken bile mum gibi...kar gibi..ve belki de senin sihrinin bütün sırrı istediğin her şeyi yapabilme gücünde değil,yapmayacağın hiçbir şey olmadığını düşünme gücünde saklı.(İlk Aşk-Turgenyev)”