“Kadın olsaydınız, hiçbir şey düzeltmeyen, ama her şeyi düzelttikleri sanılan özenlere konu olduğunu gördükçe, gururlu bir ruhun nasıl tiksintiyle karışık hüzünlere kapıldığını anlardınız. Birkaç gün, pohpohlanacağım, yapılan haksızlık bağışlattırılmak istenecek. O zaman en akla uymaz istekleri bile kabul ettirebilirim. Bu düşüş, her şeyin unutulduğuna inanıldığı gün sona eren bu okşayışlar, beni alçaltıyor. Efendisinin iyiliklerini yalnız onun kusurlarına borçlu olmak...”

Honoré de Balzac

Explore This Quote Further

Quote by Honoré de Balzac: “Kadın olsaydınız, hiçbir şey düzeltmeyen, ama he… - Image 1

Similar quotes

“Bu bencil dünyada bir sürü insan size duygularla ilerlenemeyeceğini, ahlak kurallarına fazla saygı göstermenin yürüyüşü geciktirdiğini söyleyeceklerdir; kendisine hiçbir yararları olmadığı bahanesiyle, bir küçüğü inciten, yaşlı bir kadına karşı kabalık suçu işleyen, iyi bir yaşlı adamın yanında bir sıkıntıya katlanmaya yanaşmayan, görgüsüz, bilgisiz ya da geleceği göremeyen insanlar göreceksiniz; daha sonra, bu adamların kırıp geçemeyecekleri dikenlere takıldıklarını, hiç uğruna yaşamlarını yaktıklarını göreceksiniz; oysa görev kuramına erkenden alışmış insan hiçbir engelle karşılaşmayacaktır; belki de o denli çabuk erişemeyecektir amacına, ama yeri sağlam olacak, ötekilerinki yıkıldığı zaman onunki kalacaktır.”


“Gençler hoşgörüden yoksundur, çünkü ne yaşam konusunda bir şey bilirler ne de onun güçlükleri konusunda.”


“Toplumu, açıkgöz davranıp herkesin zararına kendi mutluluğunu kurma kuramıyla açıklamak yıkıcı bir öğretidir,bunun ağır çıkarımları, yasaya, insanlara ya da bireye verdiği zararı bile belli etmeden, gizlice elde edilen her şeyin iyi ve uygun biçimde kazanıldığına inandırır insanı.”


“Her şeyin bir sonu olmaz mı? Gece sona erer, gündüz sona erer, ay öyle, yıl öyle…... Her an ölümle yüz yüze kalabilirim. Ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği...”


“kimi zaman bana neden içinde her şeyin iyi olacağı ütopik bir ülkeyi, bir ütopya niteliğinde bir dünyayı tasarladığımı sordular. yaşadığımız günlük yaşamın iğrençliği göz önünde tutulduğunda, bu soruyu yanıtlamak bir çelişkiye yol açabilir, çünkü bizler, günümüzde gerçekte hiçbir şeye sahip değiliz. insan, ancak maddi şeylerin ötesinde bir şeylere sahipse zengindir. ve ben bu materyalizme, bu tüketim toplumuna, bu kapitalizme, burada cereyan eden bu korkunçluğa, sırtımızdan yaşamaya hakları olmayan bu insanların zenginleşmesine inanmıyorum. gerçekte inandığım bir şey var, ve ben buna 'bir gün gelecek' diyorum. ve özlemini çektiğim şey, bir gün gelecek. evet, belki de gelmeyecek, ama ben yine de inanıyorum geleceğine. çünkü eğer inanmazsam, artık yazamam.”


“Ne güvenli ne bayağı ne de çok görkemli olun, bu tutumların üçü de insanı gözden düşürür. Fazla güven saygıyı azaltır, bayağılık küçümsenmenize yol açar, fazla çaba da sömürülmenize neden olur.”