“Ah genclik! Genclik! Pervasizca,umursamadan gidiyorsun kendi yolunda-dünyanin bütün hazineleri seninmiş gibi;keder bile seni umutlandırıyor,acı bile alnına çok güzel oturuyor.Özgüvenli ve küstahsın ve "sadece ben canlıyım,bakın!" diyorsun.Kendi günlerin hızla uçup,hiçbir iz bırakmadan yok olur ve içinmdeki her şey güneşin altında eriyip giderken bile mum gibi...kar gibi..ve belki de senin sihrinin bütün sırrı istediğin her şeyi yapabilme gücünde değil,yapmayacağın hiçbir şey olmadığını düşünme gücünde saklı.(İlk Aşk-Turgenyev)”

Ivan Turgenev

Ivan Turgenev - “Ah genclik! Genclik...” 1

Similar quotes

“Ölümden korkuyordum. Ölümden o kadar korkuyordum ki belki de ölüyorsunuzdur diye, size bakamıyordum bile. Benim için ölmemenin, eğer bulabilirsem, bir... bir yolu olduğundan başka hiçbir şey düşünemiyordum. Fakat, sanki büyük bir yara varmış da kanıyormuş gibi, -sizinki gibi- hayat sürekli akıp gidiyordu. Fakat her şeyde bu vardı. Ve ben hiçbir şey, hiçbir şey yapmadım; sadece ölmenin korkusundan saklanmaya çalıştım.”

Ursula K. Le Guin
Read more

“yürekten sevdiğim,sana gene yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor, ya da bana karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum.kısa süreli ayrılıklar iyi oluyor, çünkü hep bir arada olununca her şey hiç ayırt edilemeyecek kadar birbirine benzemeye başlıyor. yan yana durduklarında kuleler bile cüceleşirken, alelade ve ufak tefek şeyler yakından bakınca kocamanlaşır. küçük tedirginlikler onlara yol açan nesneler göz önünden kaldırıldığında yok olabilir. yan yanalık dolayısıyla sıradanlaşan tutkularsa mesafenin büyüsüyle yeniden büyüyüp doğal boyutlarına dönerler. aşkım da öyle. zamanın aşkımı tıpkı güneş ve yağmurun bitkileri büyüttüğü gibi büyütmüş olduğunu anlamam için senin bir an, sırf rüyada bile olsa, benden koparılman yetiyor. senden ayrılır ayrılmaz sana olan aşkım bütün gerçekliğiyle kendini gösteriyor: o, ruhumun bütün enerjisiyle yüreğimin bütün kişiliğini bir araya getiren bir dev. böylece yeniden insan olduğumu hissediyorum çünkü içim tutkuyla doluyor. araştırma ve çağdaş eğitimin bizi kucağına attığı belirsizlikler ve bütün nesnel ve öznel izlenimlerimizde kusur bulmaya iten kuşkuculuk bizi küçük, zayıf ve mızmız kılıyor. ama aşk -feurbachvari insana aşk değil, metabolizmaya aşk değil, proletaryaya aşk değil- sevdiğine aşk, yani sana aşk, insanı yeniden insanlaştırıyor... dünyada çok dişi var, kimileri de çok güzel. ama ben, her bir hattı, hatta her bir kırışığı bana hayatımın en büyük ve en tatlı anılarını hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirim? senin tatlı çehrende sonu gelmez acılarımı, yeri doldurulmaz kayıplarımı bile okuyabilir ve senin tatlı yüzünü öptüğümde acıyı öperim. hoşça kal canım. seni ve çocukları binlerce kere öperim. senin, karl manchester, 21 haziran, 1865”

Karl Marx
Read more

“Tıpkı ölü ve ıssız Ay gibi, uzaktan her şey güzel görünür!”

Mehmet Murat ildan
Read more

“Lucifer :Ve ölümlüler! Soruyorum sana... Neden? Söyle bana neden ?Morpheus :Ne neden ilk düşen ?Lucifer :Bütün önemsiz başarıları için neden beni suçluyorlar? Sanki bütün günümü onlarınomuzlarına tüneyip , aslında iğrenç buldukları bir hareketi zorla yapmalarını sağlayarak geçiriyormuşum gibi benim adımı anıp duruyorlar. 'Şeytana uydum' Bir tanesini bile hiçbir şeyekışkırtmadım... Asla... Kendi küçük hayatlarını kendileri yaşarlar ben onlar adına onların hayatını yaşamam. Ve sonra ölüp buraya gelirler (doğru olduğuna inandıkları bir şeye karşı günahişlemişlerdir) Ve acıya ceza çekmeye karşı duydukları arzularını doyurmamızı beklerler. Onları Buraya ben getirmiyorum. Sanki etrafta dolanıp ruhları satın alıyormuşum gibi hakkımda konuşuyorlarPazar yerindeki balıkçı kadınım sanki, Bir kere bile durup kendilerine neden diye sormuyorlarBenim hiçbir ruha ihtiyacım yok. Hem birisi bir ruha nasıl sahip olabilir ki? Hayır onlarkendilerinden mesuller... Sadece bununla yüzleşmek zorunda olmaktan nefret ediyorlar.Evet ben başkaldırdım.Çok uzun bir zaman önceydi. Ama o tek hareketin cezasını daha ne kadarçekeceğim?”

Neil Gaiman
Read more

“Ama bugün bunca şey değişip dururken kendimizi değiştirmek, biz erkeklerin de görevi değil mi? Bir parça gelişmeyi, aşktaki çalışma payımızı zamanla ve yavaşça üzerimize almayı deneyemez miyiz? Aşkın bütün zahmetinden bizi azat ettiler ve böylece aşk, eğlencelerimiz arasına düştü; nasıl ki birçoğunun oyuncak dolabına bazen, iyi cinsten tentene parçası düşer, çocuğu sevindirir, sonra sevindirmez olur ve sonunda o kırık, o parça parça eşyalar arasında, bütün hepsinden daha kötü, kalakalır. Biz bütün amatörler gibi kolay hazlarla bozulduk ve usta diye geçiniyoruz. Başarılarımızı hor görsek, hep kendi hesabımıza başkalarına gördüğümüz aşk işini öğrenmeye ta başından başlasak nasıl olur? Madem bunca şey değişiyor, gitsek de bir yeni başlayan gibi başlasak?”

Rainer Maria Rilke
Read more