“Aşk kimyasal bir yangındır. İyi olan herşey yanar. Geriye sadece en sert, en acı, yanmayan şeyler kalır. Bunlar öfke, acı, üzüntü ve korku...”
“Yanılıyordu. Hep yanılmıştı. O ebedi bir yolcuydu. Onun gideceği son bir durak yoktu. İlk kimliğine ulaşmıştı, ama bu hedef de bir aşamadan başka bir şey değildi. Çok yakında yeniden hafızasını yitirecekti. Yeni kişiliğinin üstesinden gelmeye çalışacak, ama olduğunu iddia ettiği kişi olmadığını anlayacaktı. Böylece hep gerçek "ben"i bulma umuduyla araştırmaya yeniden başlayacaktı. Ama o "ben" yoktu.Onu ebediyen kaybetmişti.”
“It's sad but it^s true how society says her life is alredy over. There's nothing to do and there's nothing to say..”
“haz ve acının cennet ve cehennemle hiçbir ilgisi yoktur. haz ve acı- pöh! karanlıkta, senin teoloğunun esrimesinin muhammet’in hurilerinden ne farkı vardır ki. erkekler ve kadınların haz ve acı üzerine kurdukları bu pazar onların üzerindeki hayvan damgasıdır. kendisinden geldikleri hayvanın onlar üzerindeki damgası. acı! acı ve haz, bunlar sadece toz toprak içinde yuvarlandığımız sürece işe yarar.”
“Il est né dans l'horreur, pensa-t-elle, et il ne craint pas de la regarder en face.”
“Beni engelleyenin olgular olduğu pek söylenemez, bir korku, aşılabilmesi olanaksız bir korku var: mutlu olmaktan korkmak, daha yüce bir amaç için kendine acı verme tutkusu ve buyruğu.”
“Tekrarların uğultusu içinde sadece tek bir kez gerçekleşen bir tek şey vardır." ölüm”