“Her nevroz, kişi için bir dindir ve din, insanoğlunun evrensel nevrozudur. Şu hiç şüphesiz doğru: Tanrı'ya atfettiğimiz özellikler ve güçler, önce bebekken ve sonra da küçük çocukken taşıdığımız korkuları ve dileklerimizi yansıtıyor.”

Jed Rubenfeld

Jed Rubenfeld - “Her nevroz, kişi için bir dindir ve...” 1

Similar quotes

“Ülkendeki çocukları iyi eğit ve sonra da otur ve seyret ülkenin bir güneş gibi ufukta yükselişini!”

Mehmet Murat ildan
Read more

“Ve kendi hüsnümü başlardım önce sevmekten. Bu ruh için bir hak:Biraz da kendini sevmek değil midir yaşamak!...”

Tevfik Fikret
Read more

“Onu ertesi gün yine bir gezintiye davet etmenin doğru olup olmayacağı konusunda emin değildim. Bütün gün evdeydim, daha doğrusu alt kattaki odalarda kaldım, beni bütün öğleden önce ve öğleden sonranın büyük bölümünde meşgul eden İranlı kadını düşünmekten birden bir kitabın yardımıyla kurtulma gereğini duydum ve uzun zaman sonra, kesinlikle haftalar sonra bir şey okumayı beceremedikten sonra, şimdi yine yukarıdaki kitap odasına çıkabildim. Yukarıdaki odaların en küçüğünü kendime kitap odası diye adlandırılan bir oda olarak düzenlemiştim ve içinde okuma dışında hiçbir şeyin yapılamayacağı biçimde tasarlamıştım, kitap ve yazılarla uğraşılır biçimde, bu amaçla bu odaya tek bir sandalye koymuştum, o da tek pencerenin önünde duruyordu, sert, her açıdan rahat olmayan ve tamamen basit bir sandalyeydi, okuma amaçlı olanlar içinde insanın düşünebileceği en uç örnekti ve böylece pencerenin önündeki ahşap sandalyede oturarak, eğer karar vermişsem hiç rahatsız edilmeden hangisi olursa olsun istediğim kitaba dalabiliyordum, o öğleden sonra, çok iyi anımsadığım üzere, anne tarafımdan büyükbabamdan kalan mirasla elime geçen Schopenhauer’in İstem ve Tasarım Olarak Dünya’sını okudum, okumaktan, beni her açıdan aklayacak bir zevkten başka bir şey beklemediğim zamanlarda hep bu kitabı okurdum. İstem ve Tasarım Olarak Dünya daha gençlik yıllarımdan bu yana benim için felsefe kitaplarının en önemlisi olmuştu ve kendimi onun etkisine bırakmış, yani kafamın bütünüyle tazelenmesine hep güvenmiştim. Başka hiçbir kitapta hiçbir zaman daha duru bir dil ve aynı biçimde duru bir akıl bulamadım, hiçbir edebiyat yapıtı bende daha derin bir etki yaratmadı. Bu kitapla birarada olduğum zaman hep mutluydum. Ama çok ender bu kitap için mutlaka gereken doğal ve zihinsel hazırlığa sahiptim ve bu yüzden çok ender olarak bu olağanüstü ve doğrusu dünya hakkında karar veren kitapla birarada olmaya olanağım vardı, çünkü İstem ve Tasarım Olarak Dünya tpkı az sayıdaki diğer en yüce kitaplar gibi, yalnız en uç yetenekte ve bu yüzden algılama yeteneğinde ve algılama onurunda insana açılır ve deşifre olurlar. Bu olanağa o günden sonra en büyük ölçüde sahiptim. Beni yalnız uzun olmakla kalmayıp mutlaka son yılların en uzun süren yalıtılmışlığından ve düş kırıklığından da çekip çıkaran İranlı kadınla karşılaşma, kelimenin tam anlamıyla, onunla karaçam ormanına yaptığım gezintinin, ki sadece yüzeysel bakıldığında başarısız olmuş, gerçekte ise tam tersi bir etki yapmış olmasının, benim bu kadar uzun süre sonra yine kitap odamda ve üstelik de hemen İstem ve Tasarım Olarak Dünya ile sakinleşmemin ve beni hoş bir ruh durumuna sokmasının en son nedeni değildi. Hele bir saat ya da uzun bir süreyi İstem ve Tasarım Olarak Dünya ile geçirdikten sonra birdenbire doğabilimsel çalışmalarıma istek duyacağım aklıma gelmezdi ve ben kalkıp kitap odasından dışarı çıkıp, içine doğabilimsel çalışmalarımı, yani bütün doğabilimsel yazılarımı ve bu doğabilimle ilgili diğer yazı ve kitapları kilitlediğim odaya gittim. Aylardır bu yazıları ve yazıların yazılarını ve kitapları ve kitapların kitaplarını görememiştim, çünkü en derin düş kırıklığı içindeydim. Bu durum artık son bulmuştu.”

Thomas Bernhard
Read more

“Sevmediğin ve hatta nefret ettiğin fikirlerle karşı karşıya geldiğinde şu üç şeyi yap: Hoşgörülü ol, hoşgörülü ol ve hoşgörülü ol! Bırak konuşsunlar! Bırak aptallar ve hatta deliler bile konuşsunlar! Her şart altında ifade özgürlüğünü korumak bir insan için şereftir!”

Mehmet Murat ildan
Read more

“İlham İlham sözcüğü tehlikelidir.İlk önce ilhamdır,sonra izleme,ardından da taklit olur ve bir bakarsınız bir kopya olmuşsunuz.Kimseden ilham almaya gerek yok.Gerekli olmasının yanı sıra,ayrıca tehlikelidir de.Her birey eşsizdir.Hiç kimse diğerini takip edemez.İlham bir lanete dönüşmektedir,bir lütfa değil.Her kaynaktan öğrenin,karşılaştığınız her eşsiz varlıktan keyif alın ama kimseyi takip etmeyin ve asla başka birisi gibi olmayın.Sadece kendiniz olabilirsiniz.Milyonlarca insan için,ilham kaynağı olan kişilerin kendilerinin hiç kimseden ilham almamış olması çok garip bir olaydır.Ama kimse bunu fark etmez.Gautama Buda hiç kimseden etkilemedi ve bu da onu müthiş bir ilham kaynağı haline getirdi.Sokrates kimseden etkilenmedi ki onu da böylesine eşsiz kılan buydu.İlham kaynağı olarak düşündüğünüz bütün bu insanlar başkalarından etkilenmediler. Evet,öğrendiler ve birçok insanı anlamaya çalıştılar,farklı kişilikleri sevdiler ama kimseyi takip etmediler.Kendileri olmayı denediler.”

Osho
Read more