“Bu kasabada sadece bir tane trafik lambası olduğunun farkındasın, değil mi?" Şimdi sanki nasıl bu kadar ahmak olduğumu sorguluyormuşçasına her iki kaşını da kaldırdı ve ben o zaman gözlerinde ki pırıltının anlamını çözdüm. aşağılarcasına gülüyordu bana.Bir an için tek yapabildiğim ona bakmak oldu. Muhtemelen, gerçek hayatta gördüğüm en seksi erkekti ve tam bir öküzdü”
“Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?Her zaman güzel mi bu kadar,Bu eşya, bu pencere?Değil, Vallahi değil;Bir iş var bu işin içinde.”
“Ölümden korkuyordum. Ölümden o kadar korkuyordum ki belki de ölüyorsunuzdur diye, size bakamıyordum bile. Benim için ölmemenin, eğer bulabilirsem, bir... bir yolu olduğundan başka hiçbir şey düşünemiyordum. Fakat, sanki büyük bir yara varmış da kanıyormuş gibi, -sizinki gibi- hayat sürekli akıp gidiyordu. Fakat her şeyde bu vardı. Ve ben hiçbir şey, hiçbir şey yapmadım; sadece ölmenin korkusundan saklanmaya çalıştım.”
“...Alnına konsun bu öpüş!Ve, şimdi senden ayrılırken,İtiraf edeyim ki-Günlerimi bir düşSayarken yanılmıyorsun;Ama, umut gitmişse uzaklaraBir gece ya da bir günBir görüntüde ya da bir şeyde olmaksızınFark eder mi bu yüzden?Bütün gördüğümüz ve göründüğümüzYalnızca bir düş içinde bir düş.”
“Sanki buralara niçin geldim? Dinlenmek, ızdırabımı dindirmek için bazı bazı kendini sağdan sola çarpan ben, tutuşan eteğini söndürmek için koşan ve koştukça alevi bütün vücuduna sirayet eden şaşkın bir afetzede gibiyim. Acaba nereye ve kime gidiyorum? Bahusus kimden kime?...Hislerimdeki bu vuruşmalar, bu yersiz ve marazi kıskançlıklar, bilsen bana ne kadar pahalıya mal olmakta...Sanki zıt ve muhalif rüzgarların ortasına düşmüş bir çöp gibi yerden yere, taştan taşa atılıyorum, sürünüyorum. Fakat emin ol ki bunların birini yadırgadığım yok. Yadırgadığım ve yabancı bulduğum tek şey, kendimi onsuz görmek istediğim zamanlarımdır. Ve gene kainatta tek düşmanım ve yabancım, bu sahte hüviyetle karşıma çıkan kendimdir.”
“Hayır, burada her şeye bu kadar basit bir gözle bakan insanların arasında yaşamak bana güç gelecek. Bunlar için ölüm, hayat, günün her hadisesi, saadetler ve felaketler o kadar tabii şeyler ki... Halbuki ben masalı olan bir adamdım.”