“Ben ayrımında değilim: Ne zaman gündüz oluyor, ne zaman gece. Evren etrafımdan silindi ve sadece o kaldı.”
“Ah, gençliğimin mabedi o sevgili nerelerde! Kaybolacak idiyse onu ne diye tanıdım ben?.. Kendi kendime: Çılgınsın! diyorum, artık bulunması olanaksız bir şey arıyorsun!Ama ben ona, o sevgiliye bir zamanlar sarılmıştım. Kalbinin atışlarını duymuştum. Yüce yaradılışı önünde kendimi benliküstüne yükselmiş gibi görürüm. Çünkü onun yanında ne kadar olabileceksem o kadar sezgili olurdum.Hey Tanrım! O zaman ruhumun hiçbir yeteneği boşa çıkar mıydı? Yüreğimin tüm evreni kucaklamadaki şaşılacak gücü onun önünde bütünüyle kendini ortaya koymaz mıydı? Yüreğin derinliklerinden yükselen ürpermeler, iki ruhun yüz yüze şimşeklenmesi aramızda her günün, bir alışverişine benzemez miydi? Ah, onunla her sohbetimiz ve iğneli şakalarımız dahil, her sözümüz inci gibi inceltilmişti, ben bunu bilirim...Asla unutamayacağım, onun ruhunun duruluğunu, sağlamlığını, onun o göksel yumuşaklığını asla unutamayacağım...”
“Sabahleyin azaplı bir rüyadan uyanınca yok yere ona doğru kollarımı uzatıyorum...Daha böyle yarı uykulu halde onu yanımda aradıktan sonra iyice uyanıp da yalnızlığımı anladığım zaman kalbimden gözyaşlarımın pınarı taşıyor ve önümde beliren geleceğin karanlıklarına karşı bağırtıyla ağlıyorum.”
“Uzaklar yaklaşınca, özlediğimiz yere ulaşınca görürüz ki hiçbir şey değişmemiştir. Kendimizi yine o yoksulluğumuzun dar çerçevesi içinde buluruz. Bu böyle sürüp gider ve ruhumuz hep elinden kaçan mutluluğun ardından göğüs geçirip durur.”
“Non, je ne me trompe pas ! je lis dans ses yeux noirs le sincère intérêtqu'elle prend à moi et à mon sort. Oui, je sens, et là-dessus je puis m'enrapporter à mon coeur, je sens qu'elle… Oh ! l'oserai-je ? oserai-je prononcerce mot qui vaut le ciel ?… Elle m'aime !Elle m'aime ! combien je me deviens cher à moi-même ! combien…j'ose te le dire à toi, tu m'entendras… combien je m'adore depuis qu'ellem'aime !”
“MaifestWie herrlich leuchtetMir die Natur!Wie glänzt die Sonne!Wie lacht die Flur!Es dringen BlütenAus jedem Zweig,Und tausend StimmenAus dem Gesträuch,Und Freud und WonneAus jeder Brust.O Erd, o Sonne!O Glück, o Lust!O Lieb', o Liebe,So golden schön,Wie MorgenwolkenAuf jenen Höhn;Du segnest herrlichDas frische Feld,Im BlütendampfeDie volle Welt.O Mädchen, Mädchen,Wie lieb' ich dich!Wie blickt dein Auge!Wie liebst du mich!So liebt die LercheGesang und Luft,Und MorgenblumenDen Himmels Duft,Wie ich dich liebeMit warmem Blut,Die du mir JugendUnd Freud und MutZu neuen LiedernUnd Tänzen gibst!Sei ewig glücklichWie du mich liebst!”
“Mefistófeles: “De sol e de mundos nada sei dizer, vejo apenas como os homens se atormentam. O pequeno Deus do mundo [o homem] continua na mesma e está tão admirável assim como no primeiro dia. Um pouco melhor ele viveria, não lhe tivesses dado o brilho da luz celeste; ele chama isto razão e lança mão dela somente para ser mais animalesco do que cada animal.”