“İçimden eve gitmek istiyorum, dedim..”
“Senden hikâye kahramanı olmaz oğlum," dedim içimden, "senin yaradılışın eksik.”
“...İbrahim Kurban 14'lüyü kafama dayadığında içimden 'Bravo Habip Beyciğim, gene başardınız." dedim. Kendime 'siz' diye hitap ederim. Saygınlığın ilk kuralı budur. Kendinizle aranıza mesafe koymazsanız, başkalarından bunu bekleyemezsiniz.”
“Gitmekten yılmayacağım.Kentlere gitmek,kocalara gitmek,geri dönmek,ülkelere gitmek,tımarhaneye gitmek,gene gitmek,gene gelmek,hiçbir şey yıldırmayacak beni.Yaşamı,GİTMEK olarak algılıyorum.”
“Ben Bilge’yi istiyorum albayım. Belki kızacaksınız ama, onunla her şey başka türlü oluyordu. Siz şimdi ağladığıma bakmayın aslında böyle hissediyorum.Bilge’ye de bunu söyledim mi yoksa? Galiba, biraz başka türlü anlattım ona. Dedim ki: Bilge, aklını başına topla, beni yalnız bırakma Bilge, Bilge, neden beni yalnız bıraktın? dedim sonra.Bilge bana dön. Bir daha seni üzmeyeceğim. Bir gölge gibi dolaşacağım çevrende.”
“Pazar günleri... Şimdilerde... Sokak aralarından geçerken...gözüme pijamalı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim... evlerin pencere camları buharlaşmışsa... odaların içine asılmış çamaşır görürsem... bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek......... isterim hep.”