“Tanrısal bir çiçeğin ya da düşüncedeki bir çiçeğin, geleceğin çiçeği olması, güncel zamanda atomları henüz birleşmemiş ve farklı yerlerde bulunan çelişkili bir çiçek olması daha da inanılmaz.”

Jorge Luis Borges

Explore This Quote Further

Quote by Jorge Luis Borges: “Tanrısal bir çiçeğin ya da düşüncedeki bir çiçeğ… - Image 1

Similar quotes

“Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,İkincisinde, daha çok hata yapardım.Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,Çok az şeyiCiddiyetle yapardım.Temizlik sorun bile olmazdı asla.Daha çok riske girerdim.Seyahat ederdim daha fazla.Daha çok güneş doğuşu izler,Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.Görmediğim bir çok yere giderdim.Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,Gitmeyen insanlardandım ben.Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.Eğer yeniden başlayabilseydim,İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.Ama işte 85'indeyim ve biliyorum…Ölüyorum…”


“Tek bir insanın yaptığı, sanki bütün insanlar tarafından yapılmış gibidir. Bu nedenle cennet bahçesindeki söz dinlemezliğin bütün insanlığı kirletmesi haksızlık sayılmaz; gene bu nedenle tek bir Yahudi'nin çarmıha gerilmesinin insanlığı kurtarmaya yetmesi de haksızlık sayılmaz. Belki de Schopenhauer haklıydı; ben başkalarıyım, her insan bütün insanlardır. Shakespeare de neredeyse, zavallı John Vincent Moon'dur.”


“İnsanlar korku içinde ve korku için yaşıyorlardı. Bu korkuyla çıkışı olmayan bir dolambaç oluşturuyorlardı, konuşmalarına ve yemeklerine korku eşlik ediyordu. En önemsiz olayları bile uygunsuz bir önlemle donatıyorlardı; geceleri, daha iyi günleri ya da geçmişi düşlemek için değil de, karanlık ve yoğun bir korku bataklığına atılmak için yatağa giriyorlardı; gün doğarken onları yataklarından gözlerinin altında mor halkalarla ve daha da ürkmüş olarak kaldıran ölü saatler korkusu.”


“Gerçekte, uykudan uyanıp da kendi kendisiyle karşılaşmayan insan yoktur.”


“Kad bih svoj život mogao ponovo da proživimpokušao bih u sledećem da napravim više grešaka,ne bih se trudio da budem tako savršen,opustio bih se više.Bio bih gluplji nego što bejah,zaista, vrlo malo stvari bih ozbiljno shvatao.Bio bih manji čistunac.Više bih se izlagao opasnostima,više putovao,više sutona posmatrao,na više planina se popeoviše reka preplivao.Išao bih na još više mestana koja nikada nisam otišao,jeo manje boba, a više sladoleda,imao više stvarnih, a manje izmišljenih problema.Ja sam bio jedan od onihšto je razumno i plodno proživeosvaki minut svog života:imao sam, jasno, i časaka radosti.Ali kad bih mogao nazad da se vratimtežio bih samo dobrim trenucima.Jer, ako ne znate, život je od toga sačinjen,od trenova samo; nemoj propuštati sada.Ja sam bio od onih što nikada nikuda nisu išlibez toplomera, termofora, kišobrana i padobrana.Kad bih opet mogao da živimlakše bih putovao.Kada bih ponovo mogao da živims proleća bih počeo bosonog da hodami tako išao do kraja jeseni.Više bih se na vrtešci okretao,više sutona posmatrao, sa više se dece igrao,kada bih život ponovo pred sobom imao.Ali, vidite,imam 85 godina,i znamda umirem.”


“Essere immortale è cosa da poco: tranne l'uomo, tutte le creature lo sono, giacché ignorano la morte; la cosa divina, terribile, incomprensibile, è sapersi immortali.”