“Ey Tanrım, ne zaman insanoğlunun karşısına çıkıp kendi hatalarını itiraf edeceksin?”

José Saramago

José Saramago - “Ey Tanrım, ne zaman insanoğlunun...” 1

Similar quotes

“Ben ayrımında değilim: Ne zaman gündüz oluyor, ne zaman gece. Evren etrafımdan silindi ve sadece o kaldı.”

Johann Wolfgang von Goethe
Read more

“Evet, büyüyüp kendi evim olduğu zaman ne kadife koltuk isterim ne de tül perde. Ne de kauçuk ağacı. Salonumda böyle bir yazı masası, beyaz duvarla, her Cumartesi akşamı temiz pembe bir kurutma kağıdı, yazmak için her zaman ucu sivri bir sıra parlak sarı kalem, içinde her gün bir çiçek ya da birkaç yaprak olan sarımtırak kahverengi bir vazo ve bir dolu kitap. Kitap...kitap...kitap...”

Betty Smith
Read more

“Osmanlı tebaasının genlerinde bulunan Kendi ihtiyacını kendin gör! anlayışı, cumhuriyet ve demokrasiyle birlikte yerini devletten hizmet talep etmeye bırakacağına, ileriki yıllarda halk tarafından daha da benimsenecek; devletten hizmet istemeye korkan, ezkaza görecek olursa minnettarlığından ne yapacağını şaşıran Anadolu halkı, yüz yıl sonra Kendi okulunu kendin yap, kampanyasına şaşılası bir coşkuyla destek verecek, bir Allahın kulu çıkıp Okulumuzu da kendimiz yapacaksak devlet niye vergi alıyor? diye sormayacaktı.”

Ayfer Tunç
Read more

“ey susam!.. ey karanlık!.. ey borçlarını ödemeyenler!..sen o ses misin en aşağılardan gelen!..karıştırın bütün otları o aşağlardayıkın benim güvenimi,soğuk bir at olsun seslendigim ses, yıkın!..ben koşarım aşağlara, koşarımyıkanacak boğulacak su bulsam...ey her şey!.. ey beni gülünç eden bitki sapları!..sessiz katlanmalarıyla... içimde ölmüş çocukları sallayanvazgeçilmez uğursuz şarkının salıncağı!..ben durmadan en utandırıcı şeyleri hatırlasam.nasıl camsı gürültülerle olacak her şey,ve sularla,ve nasıl artık arınamaz kirlenmiş olurum o zaman, yıkın!..ben koşarım aşağlara, koşarımyıkanacak boğulacak su bulsamey bütün kadınlar uzak!.. güneşi övmüyorum. vekanım ne güzel akıyor... ıslak taşlıklarda. sanki her şey,sanki her şey!.. katıyürekli kârcıların, yani büyüktecimenlerinuzaklardan getirip sunduğu kanlı pahalı bir tabak...ey yanan bir şey,yanan ve içilen bir şey,karanlıktı kanım bir şey,güneşe başkaldırmıştı kanım (.....) sanarak.ben artık büyük kıyıları boylasam.ben koşarım aşağlara, koşarımyıkanacak boğulacak su bulsam...ey kimse yok!..ey bir mavinin unutulmasındanarta kalan!..ey sen var mısın?ey olma!..ah, yağmur başlayacakah, yağmur başlayacakah, yağmur başlayacakah, yağmur başlayacakah, yağmur başlayacakah, yağmur başlayacakah, yağmur başlayacakgece olsa da sussam...ben koşarım aşağlara koşarımyıkanacak boğulacak su bulsam...ey sür atlarını bacaklarımdan bağlayıp karışık ölümsıkıntııslakgülünçlüğürenkli camların!.. bir göl bulacağız sonunda,develerin suyunu içip tuzunu bıraktığı,kirli ayakparmak aralarını yıkadığı cünüp adamların, burunlarıkıllı...benim kanım gülünç ve kahraman lekeler bırakacaköbürkülerin yanında,camlar nasıl olsa kırılacaksonra yatacağı geceye gidecek herkesben ne yapsam ne yapsam ne yapsam...senden haber ver, ey yaralı kahraman atlar!.. ey büyütüpyaralarını yalayan atlar!.. otoburlukla kana karışmayan atlar!..arabanızı çekiyordunuz,aygırlarınızı iştahla uyandıran kalçalarınızda büyük yaralar...kuyulara eğiliyoruz, ve büyük övgüsünü yapıyoruz küçükyıkıntısının soğuk ışıklı kulüplerin, ve kara küplerin ve eteklerikısa, koltukları tüylü kadınların ve kötü dükkanlarkaranlığının...eğilmiş, çiçek toplayan bir çocuk bulsam...ben koşarım aşağlara, koşarımyıkanacak boğulacak su bulsam...”

Turgut Uyar
Read more

“Ey binamaz diye beni haktan uzak görenSığmaz senin hayaline mihrab-ı minberim Sen sade beş vakitte ararsın ilahını,Ben her zaman onunla emin ol beraberim.”

İpek Çalışlar
Read more