“if the present were not so horrible and grim, and the future so mysterious and enigmatic, one could go mad with joy.”
“Wait for MeWait for me, and I'll returnOnly wait very hardWait when you are filled with sorrow...Wait in the sweltering heatWait when the others have stopped waiting,Forgetting their yesterdays.Wait even when from afar no letters come to youWait even when others are tired of waiting...And when friends sit around the fire,Drinking to my memory,Wait, and do not hurry to drink to my memory too.Wait. For I'll return,defying every death.And let those who do not wait say that I was lucky.They will never understand that in the midst of death,You with you waiting saved me.Only you and I know how I survived.It's because you waited, as no one else did.”
“The theatre infects the audience with its noble ecstasy.”
“За да живее, ней беше потребно непосредствено да осезава наоколо онова, което сама носеше в себе си."-”
“Uzun süredir Doğu'da,Türkiye'de yaşamayı düşlüyordum;Türkiye'de olmak,servileri,minareleri,sarıkları görmek,Petersburg'un dümdüz,geniş,iğrenç caddelerinden olabildiğince uzak kalmak gibi düşlerim de gerçekleşmişti.”
“Henüz yerli gelenekleri bilmiyorsunuz.Türk mahallesinde karşılaşmış olsaydık,birlikte dolaşabilirdik:Türkler ayrı bir dünyada yaşıyorlar;kadınlara karşı tutumları da bizimkinden o kadar farklı ki Hıristiyanlara göre neyin uygun neyin uygun olmadığını anlamaları güçtür.Onlara her şeyin uygunsuz gibi göründüğünü düşünüyorum.Türk evlerinin önünden geçerek sizinle seve seve dolaşmak isterdim.Ama burada kentin merkezinde bu olanaksız.Rumlar,Ermeniler ve Bulgarlar bu mahallede oturuyorlar.Sıkılıyorlar,tüm yaşamları da ev işlerini görmekle ve çok kötü niyetli bir merak duygusu içinde geçiyor.Bunlar ne isanlarla konuşmayı bilirler ne de en ufak bir ideal beslerler;bu yüzden de en ufak bir şeyi kendilerince yorumlarlar.”