“DESTİNADün gece sen uyurken İsmini fısıldadım Ve hayvanların korkunç Öykülerini anlattım Dün gece sen uyurken Çiçeklere su verdim Ve insanların korkunç Öykülerini anlattım onlara Dün gece sen uyurken Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana İşte bu yüzden sırf bu yüzden Yeni bir isim verdim sana DESTİNA Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede İşte bu yüzden sırf bu yüzden Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için Seni bu denli yıktıkları için DESTİNA Yaşamımın gizini vereceğim sana”

Lale Müldür

Explore This Quote Further

Quote by Lale Müldür: “DESTİNADün gece sen uyurken İsmini fısıldadım Ve… - Image 1

Similar quotes

“...Alnına konsun bu öpüş!Ve, şimdi senden ayrılırken,İtiraf edeyim ki-Günlerimi bir düşSayarken yanılmıyorsun;Ama, umut gitmişse uzaklaraBir gece ya da bir günBir görüntüde ya da bir şeyde olmaksızınFark eder mi bu yüzden?Bütün gördüğümüz ve göründüğümüzYalnızca bir düş içinde bir düş.”


“yok aşk değil, uyuşmak, anlaşmak, bütün o boktan şeyler değil. yok yok aşk değil, aşk hiç değil. onun bir sözcüğüyle yaşamımda yer alan her şeyi çöpe atmak isterdim. gelgelelim aşk değil bu, aşk hiç değil. bir şey arayan bir kadının aradığı şeyle karşılaştığında kendine iskambillerden kurduğu bir hayatın yıkılması gibi bir şey bu. Doppler etkisi.. ona yaklaşarak yok oldum.”


“Herkes kabul eder ki fotoğraf görüntüsü gerçeklik açısından mükemmele en yakın aktarımdır. Fotoğrafik vizyonun gerçekliğini reddettiğim gün şeyleri başka türlü görmeye başladım. Tıpkı aynada çok uzun süre ve yoğun bir dikkatle kendimize baktığımızda olduğu gibi nesneler uzun süre bakıldıklarında tanıdık, bildik olmaktan çıkıyor, sırlarını ele vermeseler bile yabancı bir dünyanın kapılarını aralıyorlardı. İlk keşiflerimden biri iç gerçekliğin dış gerçekliğe eşit olduğuydu. Bu belki bir beşinci boyut, bilinç boyutuydu. Bunu gördüğüm an bireysel psikolojilerin bir anlamı kalmadı. Geniş ya da uzak açıdan bakıldığında insanlar çinliler ya da zenciler gibi birbirlerine eşitleniyordu. Her özel durum ise adım adım bizden uzaklaşıyor ve bilinmeze doğru yol alıyordu.”


“Geçmişinizi unutmayın ama hatırlamayın da! Tekrar, bıktırır; tarih işte bu yüzden sıkıcıdır.Siz bir tarih yaratmayacaksınız, bir tarih yıkacaksınız!”


“Yarının hiçlik olması tehdidiyle mutlu olamam ve olmayacağım. Derin bir hakaret bu... Bu yüzden, beni acı çekmem ve yok olmam için, fikrimi sormadan ve küstahça var eden bu doğayı; su götürmez davacı, savcı ve davalı rolümle, kendimle birlikte mahkum ediyorum... Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak...”


“Gelmek istemiyor gece.. Ne sen gelebiliyorsun o yüzden Ne de ben gidebiliyorum. Ama ben gideceğim. Akrepten bir güneş şakağımı yese de... Ama sen geleceksin. Dilin tuzlu yağmurlarca yakılmış olsa da...”