“Küçük bir sinek vızlayıp kulağımın yanından geçti, sonra kayboldu. Daha önce hiç Noel'de sinek görmemiştim; Sanat 102 dersinde hissetmemiz öğretildiği gibi, iki tanıdık şeyin beklenmedik şekilde yan yana gelmesinin gerçeküstülüğünü hissederek ona vurdum. Gelecek bu olacaktı.”

Lorrie Moore
Courage Neutral

Explore This Quote Further

Quote by Lorrie Moore: “Küçük bir sinek vızlayıp kulağımın yanından geçt… - Image 1

Similar quotes

“Sarah'nın gülmek yerine, "Komik," ya da gülümsemek yerine, "İlginç," ya da "Aptal zırva geri zekâlının tekisin," demek yerine, "Şey, sanırım bu ondan biraz daha karmaşık," diyen kadınlardan olmasından korktum. Öyle insanların yanında ne yapacağımı hiç bilemezdim, özellikle de siz konuştuktan sonra gizemli bir şekilde "Anlıyorum," diyenlerin. Genellikle sadece susardım.”


“Nereye gidersem gideyim burdayım, bedenimleyim. Çeşit çeşit oralar'dan önce salt bir burda var.Yarım yüzyıl geçti, bir türlü kendime yerleşemedim.Nerdeyse bir hiç olarak doğarsın.Bir o yana bir bu yana yalpalar durursun. Sever, üzer, çeker, çektirirsin. Çalışır, öğrenir, didinirsin. Zamanla 'biri' olursun.Sonra gene...Günün birinde ölür, nerdeyse bir hiç olursun.Hepsi bu.”


“Hayat birbirinde ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyor. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değil ve sadece hatıralar iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değil.”


“(..)Sonra Nazlı’yı kaybettim. Şimdi bazen düşünürüm: Ne olurdu, aramızda her şeyi konuşmuş olsaydık. Nazlı bana evden ayrıldıktan sonra nasıl yaşadığını anlatsaydı, neden birdenbire kaybolmak istediğini açıklasaydı. O kadar sevdiğim karımın hayatına ait bir kısmı, hiç bir zaman bilemedim. Sanki iki yıl, Nazlı hiç yaşamadı bana göre. Biliyorum, denebilir ki, üzücü olaylarla karşılaşacaktı; insan, belki de hiç istemediği sözleri duyacaktı. Olsun; hiç bilmemekten, bir insan hayatının o kadar yılını hiçe saymaktan daha iyidir herhalde. Onun iki yılını yok saymakla, onun bu yıllarda neler hissettiğini bilmek istememekle, çok sevdiğim bu insana da bir bakıma hürmetsizlik etmiş oldum.(..)”


“My grandmother, who, when I visited, stared at me with the staggering, arrogant stare of the dying, the wise vapidity of the already gone; she refused to occupy the features of her face.”


“Your numbness is something perhaps you cannot help. It is what the world has done to you. But your coldness. That is what you do to the world.”