“Faşizm ve Komünizm : Bu siyasi sistemlerin benzerliği ötesinde, sistemleri yürüten ve yön veren ruh tamamen birbirine zıttır. Esasında komünizm, iyimserlik, beşeriyetin iyiliğine inanç üzerine dayanır. Kötülükler sadece fena bir sosyal teşkilatlanmadan doğar yoksa ferdin tabiatı ile hiç ilgisi yoktur. Faşizm ise bilakis kötümserdir. O büyük halk kütlesini hakir görür, saygıya layık olan sadece aydınlardır. Geriye kalanlar, derlenip toplanıp yönetilmesi gereken bir sürüdür. Halbuki komünizm, tabii olarak eşitçidir. Faşizme göre bu rejim, devamlı bir hükümet sistemidir ve son bulmasına da gerek yoktur. Komünizmde aksine, bahis konusu olan ge çici bir takım tedbirlerdir. Bu tedbirlerin şiddetli olması, burjuvazinin tamamen imhası ve "insanın insan tarafından istismarının" son bulması için elzemdir. Fakat bu gaye bir kere gerçekleşince, prolaterya diktatörlüğü kendiliğinden sönecek ve tam bir hürriyet sınıfsız ve baskısız bir cemiyet içerisinde hüküm sürmeye başlayacaktır. Fakat bu düşüncenin uygulamada boş çıkacağından haklı olarak korkulabilir. Zira bu vasıtalar sürekli kullanılmakla nihayet bizzat sonuçları da bozarlar. BİR BASKININ GELİŞMESİNDEN HÜRRİYETİN DOĞABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK BOŞ BİR HAYAL GİBİDİR.”

Maurice Duverger

Maurice Duverger - “Faşizm ve Komünizm : Bu siyasi...” 1

Similar quotes

“Dünya ilişkilerin üzerine kuruludur, başka bir şeyin değil. Onlar da bir gün senden bir iyilik isteyeceklerdir; sen de saygı gösterecek ve bir zamanlar sana yardımcı olan bu insanlara yardım edeceksin ve zaman içinde tüm dünyaya ağlarını yayacak, ihtiyacın olan herkesi tanıyor olacaksın ve çevrende yarattığın etki sürekli büyüyecek.”

Paulo Coelho
Read more

“O kadar az yaşadım ki sanki hiç ölmeyecekmişim gibi düşünme eğilimindeyim; insan hayatının bu kadarcık bir şeye indirgenmesi gerçek olamazmış gibi geliyor bana; elinizde olmadan, er ya da geç bir şey olacak diye hayal ediyorsunuz. Büyük hata. Bir hayat pekâlâ da boş ve kısa olabilir. Günler ne bir iz ne bir anı bırakmadan sefil bir şekilde akıp gider; ve sonra bir anda duruverir.”

Michel Houellebecq
Read more

“Açık konuşalım: Her rejim, hatta en otoriter olan bile değişken bir denge durumunda ayakta kalabilir, bu nedenle kendi baskı donanımının varlığını sürekli olarak haklı göstermesi gerekir ve baskı uygulayacak bir şeylere gereksinme duyar.”

Italo Calvino
Read more

“Onu ertesi gün yine bir gezintiye davet etmenin doğru olup olmayacağı konusunda emin değildim. Bütün gün evdeydim, daha doğrusu alt kattaki odalarda kaldım, beni bütün öğleden önce ve öğleden sonranın büyük bölümünde meşgul eden İranlı kadını düşünmekten birden bir kitabın yardımıyla kurtulma gereğini duydum ve uzun zaman sonra, kesinlikle haftalar sonra bir şey okumayı beceremedikten sonra, şimdi yine yukarıdaki kitap odasına çıkabildim. Yukarıdaki odaların en küçüğünü kendime kitap odası diye adlandırılan bir oda olarak düzenlemiştim ve içinde okuma dışında hiçbir şeyin yapılamayacağı biçimde tasarlamıştım, kitap ve yazılarla uğraşılır biçimde, bu amaçla bu odaya tek bir sandalye koymuştum, o da tek pencerenin önünde duruyordu, sert, her açıdan rahat olmayan ve tamamen basit bir sandalyeydi, okuma amaçlı olanlar içinde insanın düşünebileceği en uç örnekti ve böylece pencerenin önündeki ahşap sandalyede oturarak, eğer karar vermişsem hiç rahatsız edilmeden hangisi olursa olsun istediğim kitaba dalabiliyordum, o öğleden sonra, çok iyi anımsadığım üzere, anne tarafımdan büyükbabamdan kalan mirasla elime geçen Schopenhauer’in İstem ve Tasarım Olarak Dünya’sını okudum, okumaktan, beni her açıdan aklayacak bir zevkten başka bir şey beklemediğim zamanlarda hep bu kitabı okurdum. İstem ve Tasarım Olarak Dünya daha gençlik yıllarımdan bu yana benim için felsefe kitaplarının en önemlisi olmuştu ve kendimi onun etkisine bırakmış, yani kafamın bütünüyle tazelenmesine hep güvenmiştim. Başka hiçbir kitapta hiçbir zaman daha duru bir dil ve aynı biçimde duru bir akıl bulamadım, hiçbir edebiyat yapıtı bende daha derin bir etki yaratmadı. Bu kitapla birarada olduğum zaman hep mutluydum. Ama çok ender bu kitap için mutlaka gereken doğal ve zihinsel hazırlığa sahiptim ve bu yüzden çok ender olarak bu olağanüstü ve doğrusu dünya hakkında karar veren kitapla birarada olmaya olanağım vardı, çünkü İstem ve Tasarım Olarak Dünya tpkı az sayıdaki diğer en yüce kitaplar gibi, yalnız en uç yetenekte ve bu yüzden algılama yeteneğinde ve algılama onurunda insana açılır ve deşifre olurlar. Bu olanağa o günden sonra en büyük ölçüde sahiptim. Beni yalnız uzun olmakla kalmayıp mutlaka son yılların en uzun süren yalıtılmışlığından ve düş kırıklığından da çekip çıkaran İranlı kadınla karşılaşma, kelimenin tam anlamıyla, onunla karaçam ormanına yaptığım gezintinin, ki sadece yüzeysel bakıldığında başarısız olmuş, gerçekte ise tam tersi bir etki yapmış olmasının, benim bu kadar uzun süre sonra yine kitap odamda ve üstelik de hemen İstem ve Tasarım Olarak Dünya ile sakinleşmemin ve beni hoş bir ruh durumuna sokmasının en son nedeni değildi. Hele bir saat ya da uzun bir süreyi İstem ve Tasarım Olarak Dünya ile geçirdikten sonra birdenbire doğabilimsel çalışmalarıma istek duyacağım aklıma gelmezdi ve ben kalkıp kitap odasından dışarı çıkıp, içine doğabilimsel çalışmalarımı, yani bütün doğabilimsel yazılarımı ve bu doğabilimle ilgili diğer yazı ve kitapları kilitlediğim odaya gittim. Aylardır bu yazıları ve yazıların yazılarını ve kitapları ve kitapların kitaplarını görememiştim, çünkü en derin düş kırıklığı içindeydim. Bu durum artık son bulmuştu.”

Thomas Bernhard
Read more

“Yarının hiçlik olması tehdidiyle mutlu olamam ve olmayacağım. Derin bir hakaret bu... Bu yüzden, beni acı çekmem ve yok olmam için, fikrimi sormadan ve küstahça var eden bu doğayı; su götürmez davacı, savcı ve davalı rolümle, kendimle birlikte mahkum ediyorum... Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak...”

Fyodor Dostoyevsky
Read more