“Hayat yolunun sonunda ne vardır? Yanıt basittir: Orada hiçbir şey yoktur! O yüzden insanoğlu ‘yolun sonunu’ değiştirmelidir!”
“Bu karmaşık evrende basit bir hayat yaşamaktan daha güzel hiçbir şey yoktur!”
“Savaşta hayat yoktur; sadece barışta hayat vardır.”
“Büyük bir irade için, hiçbir yolun uzunluğu yoktur!”
“Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey. Hiçbir korku… Aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. Ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğuşundan, ne gün batışından. Sakin ol. Öylece dur. Yaşamdan geç. Kentlerden geç. Sınırları aş. Gülüşlerden geç Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur – artık hiçbir yerdesin.”
“ah o Sonya! Ne güzel bir hazine bulmuşlar! Güzel güzel yararlanıyorlar! Alışmışlar. Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!Düşüncelere dalmıştı Raskolnikov. elinde olmadan haykırdı birden:Ya yanılıyorsam, ya gerçekte aşağılık değise insanoğlu, genelde yani, tümü, bütün insanlık soyu demek istiyorum... Geri kalan her şey önyargıdan başka bir şey değilse, abartılmış birer korkuysa, hiçbir sınırlama yoksa, ki öyle olması da gerekir!..”