“* Savaş kararı mı aldın? O halde sen hastasın! Savaşa mı katıldın? O halde sen hastasın! Silah mı üretiyorsun? O halde sen hastasın! Hepsini reddet ve sağlıklı ol, insan ol, normal ol, gerçek bir adam ol!”
“Eğer insan sağlıklı bir şekilde bir vejetaryen olarak yaşayabileceği halde böyle olmayı seçmemişse, o zaman insan et yemekten suçludur!”
“Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.”
“Evinden çıkman gerekmez. Masandan kalkma ve dinle. Hatta dinleme, yalnızca bekle. Hatta bekleme bile, tamamen sessiz ve yalnız ol. Dünya, maskesini düşüresin diye, gelip kendini sunacaktır sana, başka türlü olamaz; kendinden geçmiş bir halde kıvranacaktır önünde.”
“Sevmediğin ve hatta nefret ettiğin fikirlerle karşı karşıya geldiğinde şu üç şeyi yap: Hoşgörülü ol, hoşgörülü ol ve hoşgörülü ol! Bırak konuşsunlar! Bırak aptallar ve hatta deliler bile konuşsunlar! Her şart altında ifade özgürlüğünü korumak bir insan için şereftir!”
“deplasmanda plaseboallah'ım kaderimde anarşi ve protestoantidepresanlar ve içi boş bir gardıropne de çok yer kaplıyor mesela al pacinoyardımın gerekiyor kadıköy'deyim stop.allah'ım kaderim bu sentimental ambargo:alternatif referans potansiyel salvo yok,sadece klostrofobi, hicran türbülans ve şok;cariyeler çekilmiş yeraltına cumburlop.allah'ım kaderimi sen yazdın sen bilirsinkalbim oyuncak mı ne, ne kolay kırılıyor?"deplasmandır bu dünya" diyor albino şeyhimplasebo yutturuyor bana depresif doktor.allah'ım kaderimden şikayetçi değilimaksine bahtiyarım evrende bana da rolverdiğin için şahsen, allah'ım bizler seninfalsolu kullarınız, n'olur bizden razı ol.”