“Senin eşsizliğin, bulunmazlığın üzerine ne söylesem eksik kalır. Sadelikten korkmayan bir kadınsın bir kere. O köprünün altında vb. satılan balık-ekmekten alıp yemek istemen beni en çok gönendiren şeylerden biri. Sana ondan almak istemeyimişimin tek nedeni midenin sağlığını düşündüğümdendir. Bunu kaç kez söyledim de sana. Adapazarı'ndaki kızla -neydi adı onun?- çektirdiğin fotoğrafta senin bütün hayat tavrın gizli. En gösterişsiz koşullarda da sen, o koşullardan hiç utanmadan, hiç yüksünmeden, bir ayağını gözüpek bir rahatlıkla ileri atabilirsin. Beni nasıl savunursun sonra. Birisi bana çok şişmanladığımı söylemişti de, hemen saldırıya geçmiş, şişman olmadığımı ileri sürmüştün. Oysa pekala fazla okkalanmıştım o günler. Sen busun işte. Sevdiğini her durumda savunursun, onun kusurlarını görmezsin. Ne sevgilisin sen.”