“bir keresinde gölgeme gömülmüştüm. günler geceler boyu gölgemle sevişmiştim. korkma, demişti yılan gözlü falcı, kadın böyle bir şeydir. aşk diye diye kendini öldürür. defalarca ölmüştüm, her seferinde yeniden dirilmiştim. o yüzden biraz çürük kokar nefesim.içimde aşkla terbiyelenmiş cesedim.”
“Bırakıp gitti beni," dedim dokunsan ağlayacak gibi. İçki bugün her zamankinden hızlı etki ediyordu. "Âşıktım ben ona.""Üzülme delikanlı," diye omzumu sıvazladı Amca Bey. "Aşk her zaman yaşanmış bir şeydir."Bir süre sessiz kaldık. Sonunda Tahtakafa hepimizin merak ettiği soruyu sordu. "O da ne demek yahu?""Aşk hiç yaşanmakta olan bir şey değildir," diye açıkladı Amcabey. "Ancak bir hatıra olabilir. Aşk acısı zannettiğin şey, aşkın kendisidir.""Hayatta aşk diye bir şey yok mudur yani?" diye sordum gözlerim yaşlarla dolu."Yoktur," dedi Amcabey. Rakısından bir yudum aldı. "Ölümde aşk diye bir şey vardır.”
“Yine böyle bir günde, biraz daha önce, biraz daha sonra, bir şeylerin yolunda gitmediğini, açık konuşacak olursak, yaşamayı bilmediğini, hiç bilmeyeceğini şaşırmadan keşfediyorsun.____________________İnsanlardan nefret ettiğin anlamına gelmez bu, ne diye nefret edesin ki? Ne diye kendinden nefret edesin ki? Keşke insan türüne ait olmak, o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi…”
“İnsan sevdiklerini öldürür diye bir söz vardır ya; aslında bakın insanı öldüren de hep sevdiğidir.”
“Aşk tek kişiliktir. İki kişinin birbirine Aşık olması diye bir şey, hiç olmamıştır.”
“Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalımTuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorumBu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibiSularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyorSeni aldım bu sunturlu yere getirdimSayısız penceren vardı bir bir kapattımBana dönesin diye bir bir kapattımŞimdi otobüs gelir biner giderizDönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güçBir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsinSeni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlatDurma kendini hatırlatDurma göğe bakalım”