“Biz pek şaşkın varlıklarız: Filanca hayatını işsiz güçsüz geçirdi, deriz; bugün hiçbir şey yapmadım, deriz. -Bir şey yapmadım da ne demek? Yaşadınız ya!”
“Ölümden korkuyordum. Ölümden o kadar korkuyordum ki belki de ölüyorsunuzdur diye, size bakamıyordum bile. Benim için ölmemenin, eğer bulabilirsem, bir... bir yolu olduğundan başka hiçbir şey düşünemiyordum. Fakat, sanki büyük bir yara varmış da kanıyormuş gibi, -sizinki gibi- hayat sürekli akıp gidiyordu. Fakat her şeyde bu vardı. Ve ben hiçbir şey, hiçbir şey yapmadım; sadece ölmenin korkusundan saklanmaya çalıştım.”
“Gün olur, hiçbir şey yapmak gelmez içimden; ya da : hiçbir şey yapmak gelir.”
“ah o Sonya! Ne güzel bir hazine bulmuşlar! Güzel güzel yararlanıyorlar! Alışmışlar. Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!Düşüncelere dalmıştı Raskolnikov. elinde olmadan haykırdı birden:Ya yanılıyorsam, ya gerçekte aşağılık değise insanoğlu, genelde yani, tümü, bütün insanlık soyu demek istiyorum... Geri kalan her şey önyargıdan başka bir şey değilse, abartılmış birer korkuysa, hiçbir sınırlama yoksa, ki öyle olması da gerekir!..”
“...Hiçbir şey açıklanamaz. Dünyanın tek bildiği şey uyurken bir o yana bir bu yana dönen biri gibi sizi öldürmektir, dünya uyurken üstünüze abandığında, uyuyan birinin pireleri ezdiği gibi. Böylesine bir ölüm pek ahmakça olurdu, diye düşündüm, herkes gibi yani. İnsanlara güvenmek demek kendini azıcık öldürtmekle eşdeğerdir.”
“Bırakıp gitti beni," dedim dokunsan ağlayacak gibi. İçki bugün her zamankinden hızlı etki ediyordu. "Âşıktım ben ona.""Üzülme delikanlı," diye omzumu sıvazladı Amca Bey. "Aşk her zaman yaşanmış bir şeydir."Bir süre sessiz kaldık. Sonunda Tahtakafa hepimizin merak ettiği soruyu sordu. "O da ne demek yahu?""Aşk hiç yaşanmakta olan bir şey değildir," diye açıkladı Amcabey. "Ancak bir hatıra olabilir. Aşk acısı zannettiğin şey, aşkın kendisidir.""Hayatta aşk diye bir şey yok mudur yani?" diye sordum gözlerim yaşlarla dolu."Yoktur," dedi Amcabey. Rakısından bir yudum aldı. "Ölümde aşk diye bir şey vardır.”