“Bundan sonraki halim ancak yarım bir varlık olacak; ben artık o ben olmayacağım. Gün geçtikçe kendimden ayrılıyor, uzaklaşıyorum.”

Montaigne

Explore This Quote Further

Quote by Montaigne: “Bundan sonraki halim ancak yarım bir varlık olac… - Image 1

Similar quotes

“İnsanın doğuşunu görmekten herkes kaçar ama ölümünü görmeye hep koşa koşa gideriz. İnsanı öldürmek için gün ışığında, geniş meydanlar ararız ama onu yaratmak için karanlık köşelere gizleniriz.”


“kimi zaman bana neden içinde her şeyin iyi olacağı ütopik bir ülkeyi, bir ütopya niteliğinde bir dünyayı tasarladığımı sordular. yaşadığımız günlük yaşamın iğrençliği göz önünde tutulduğunda, bu soruyu yanıtlamak bir çelişkiye yol açabilir, çünkü bizler, günümüzde gerçekte hiçbir şeye sahip değiliz. insan, ancak maddi şeylerin ötesinde bir şeylere sahipse zengindir. ve ben bu materyalizme, bu tüketim toplumuna, bu kapitalizme, burada cereyan eden bu korkunçluğa, sırtımızdan yaşamaya hakları olmayan bu insanların zenginleşmesine inanmıyorum. gerçekte inandığım bir şey var, ve ben buna 'bir gün gelecek' diyorum. ve özlemini çektiğim şey, bir gün gelecek. evet, belki de gelmeyecek, ama ben yine de inanıyorum geleceğine. çünkü eğer inanmazsam, artık yazamam.”


“Kanunlar doğru oldukları için değil, kanun oldukları için yürürlükte kalırlar. Kendilerini dinletmeleri akıldışı bir güçten gelir, başka bir şeyden değil. (..) Kanunlardan daha çok, daha ağır, daha geniş haksızlıklara yol açan ne vardır?”


“Bir amaca bağlanmayan ruh yolunu kaybeder. Çünkü her yerde olmak, hiçbir yerde olmamaktır.”


“Biz pek şaşkın varlıklarız: Filanca hayatını işsiz güçsüz geçirdi, deriz; bugün hiçbir şey yapmadım, deriz. -Bir şey yapmadım da ne demek? Yaşadınız ya!”


“Demek ki, ben-ben-ben'in günü gününe sürekliliği dışında başka bir süreklilik olmadan yaşıyordum. Günü gününe kadınlar, günü gününe erdem ya da erdemsizlik, günü gününe, köpekler gibi, ama her gün sağlamca yerinde duran kendim. Böylece yaşamın yüzeyinde ilerliyordum, sözcükler içinde, hiçbir zaman gerçek içinde değil. Tam okunmamış o kitaplar, tam sevilmemiş o dostlar, tam gezilmemiş o kentler, tam sarılmamış o kadınlar! Sıkıntıdan ya da dalgınlıkla birtakım el kol hareketleri yapıyordum. Varlıklar birbirini izliyor, birbirine takılmak istiyorlardı, ama ortada hiçbir şey yoktu, bu da berbat bir şeydi. Onlar için. Bense unutuyordum. Kendimden başka bir şeyi hiçbir zaman anımsamamışımdır ben.”